Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Çocuk Eğitiminin Önemi

, , kategorisinde, 16 Tem 2015 - 02:48 tarihinde yayınlandı
Çocuk Eğitiminin Önemi

“Onlar: “Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak insanlar ihsan et ve bizi, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder yap” derler. İşte onlara, sabretmelerine karşılık cennetin en yüksek makamı verilecek, orada hürmet ve selamla karşılanacaklardır.” (Furkan, 74-75)

Çocuklar Allah’ın Nimet ve İhsanıdır

Çocuk, ebeveyni için bir lütuftur. Çünkü onlar, Allah’ın bu nârin, nazlı ve cennet adayı sevimli yaratığına yaptıkları hizmet için, aynı zamanda sevap kazanıyorlar. Küçük bir bebek, hele insanın kendi çocuğu olunca, eve ve âileye büyük bir huzur, mutluluk ve neşe katıyor, âilenin temellerini sağlamlaştırıyor.

Bununla birlikte, çocuklarına baktıkları, yedirip içirdikleri için ebeveyne bunlar sadaka oluyor, anne-baba bu yüzden sevaba giriyor. Hayatında bir tek ihtiyaç sahibinin dahi yüzünü güldürmemiş en cimri bir insan bile, çocuklarına yaptığı masraflar dolayısıyla sadaka sevâbına nâil olur.

Günümüzde çocukların bir nimet olduğu unutularak anne karnındaki bir bebeğin hayatına son verilmektedir. Halbuki annenin ölüm tehlikesi hariç hiçbir sebeple anne karnındaki bir bebek kürtajla alınamaz. Kendi evladının katili olmaktan başka bir şey değildir.

Her çocuk bir çiçektir. Çocuk masumdur, günahsızdır. Çocuk bir süs, bir ziynettir. Çocuk bir hazine bir güzelliktir. Geleceğini teminat altına almak isteyen her millet, sağa sola harcayacağı zaman ve enerji kadar bir kısım imkânları da, yarının büyük insanları olacak çocukların yetiştirilmesine sarf etmelidir.

Kur’an-ı Kerim’e baktığımız zaman görürüz ki; Birçok Peygamber, Allah’tan çocuk nimetine sahip olabilmeyi istemiştir.

“Orada Zekeriyya, Rabbine duâ etti: “Rabbim! Bana tarafından hayırlı bir nesil bağışla. Şüphesiz sen duâyı hakkıyla işitensin, dedi.” (Ali İmran, 38)

“Hz. İbrahim (a.s.)’da Allah’a şöyle yalvarmıştı: “Rabbim! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi.” “İşte o zaman biz O’nu (İbrahim’i) uslu bir oğul ile müjdeledik.” (Saffat, 100-101)

Bize Çocuklar İhsan Eden Allah’a Hamdedilmelidir.

İbrahim (a.s.)’de kendisine çocuk ihsân eden Allah’a şöyle duâ etmiştir: “İhtiyar halimde bana İsmail’i ve İshak’ı lutfeden Allah’a hamd olsun! Şüphesiz Rabbim duâyı işitendir.” (İbrahim, 39)

Rabbimize hakkıyla hamdedip şükredebilmenin gereği; çocuğu, Rabbini tanıyan, dinine ve insanlara faydalı Salih bir evlat olarak yetiştirmekten geçer. Çocuk sahibi olmak yetmiyor, onun iyi bir terbiye ile yetiştirilmesi de önemlidir.

Çocuk Eğitiminde Ailenin Önemi

İnançlar, değerler, gelenekler ve iyi alışkanlıklar, daha çok âile içinde kazanılır. Çünkü çocuğun şahsiyetini kazandığı devre, âile içinde geçer. Onun en çok sevdiği, inandığı, güvendiği ve özendiği ideal tip, anne ve babadır.

Hz. Peygamber (s.a.s) “Her çocuk fıtrat üzerine doğar, onu anne ve babası Yahudileştirir veya Hıristiyanlaştırır veya Mecusileştirir.” buyurdu. (Müslim)

Müslüman yapar” demiyor. Çünkü çocuk zâten Müslüman. Onun içindir ki İslâm dini, dünyadaki bütün çocukları Müslüman kabul eder.

Biz, sıhhati bozacak zararlı hava, yiyecek, içecek ve giyeceklerden koruduğumuz gibi çocuğun fıtratında getirdiği İslâm’ı bozacak etkenlerden korumamız gerekir. Çocuğun en güçlü eğitimi, âileden aldığı eğitimdir. Çünkü âiledeki eğitim, yirmi dört saat devam eder. Unutmamalıyız ki, yaşlıyken öğrenilenler, su üzerine yazılan yazıya benzese de; çocukken öğrenilenler, mermer üzerine yazılan yazı gibidir.

Aileyi, bir plastiğin döküldüğü pota olarak düşünürsek; malzeme ne kadar iyi olursa olsun, pota kusurlu ise, bu kusur ürüne aksedecektir. Çocuk ailenin ürünü olduğuna göre, mükemmel yeteneklerle donatılmış olarak dünyaya gelse, kusurlu bir ailede mükemmel çocuk yetişmeyecektir. Çocuk ailenin aynasıdır.

Herhangi bir meslek edinmek için yıllarca çalışıp öğrenmek; mühendis, doktor, öğretmen vs. olmak için üniversiteden mezun olmak gerekiyor. Peki anne-baba olmak için hangi fakülteden mezun olmak gerekiyor? Ama anne-baba olmak için hiçbir okuldan mezun olmak gerekmiyor.

İyi bir meslek sahibi olmak için her şeyimizle çalışıp çabaladık. Acaba iyi bir anne-baba olmak için ne yaptık? Hangi kitapları okuduk? Hiç araştırma yaptık mı? İyi bir Aile kurmanın yolunun, iyi bir anne-baba olmaktan geçtiğini unutmayalım.

Çocuklarımızdan Sorumluyuz!..

Günümüzde toplumun yüz karası sayılan; sefiller, şerliler, anarşistler, ayyaşlar, morfinman ve esrarkeşler.. dün terbiyelerinde ihmal gösterdiğimiz çocuklardır. Bilmem ki, bugünkü ihmallerimiz yüzünden, yarın sokaklarımızı ne türlü nesillerin dolduracağını hiç düşündük mü..?

Müslüman bir anne ve baba, çocuklarının eğitimininden, terbiyesinden ve iyi bir şekilde yetiştirilmesinden sorumludur.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.) hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürünüzden mes’ulsünüz. İmam çobandır ve sürüsünden mes’ûldür. Erkek ailesinin çobanıdır ve sürüsünden mes’uldür. Kadın, kocasının evinde çobandır, o da sürüsünden mes’ûldür. Hizmetçi, efendisinin malından sorumludur ve sürüsünden mes’ûldür.”(Müslim)

Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:”Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun…” (Tahrîm 6)

Bu ilâhî emir gereğince her Müslüman, kendisini ve ailesini Cehennem ateşinden korumak için; Allah’ın emirlerini yerine getirip, yasaklarından kaçınacak ve bunları çocuklarına öğretecektir. Çocuklarını iyi yetiştiren kimselerin öldükten sonra da sevap defteri kapanmaz. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:

“İnsanoğlu öldüğü zaman amel defteri kapanır. Ancak üç kimsenin (sevap defteri) kapanmaz. Sadaka-i cariye (cami, medrese, çeşme gibi kalıcı hayır eseri) bırakanlar. Hayırlı, faydalı ilim bırakanlar (dinî bir eser yazan veya ilmî icat ve keşif yapanlar). Anne ve babasına hayır duâ eden (salih ve hayırlı) bir çocuk bırakan.” (Müslüm)

Çocuklar Bizim İçin İmtihan Sebebidir:

Unutmayalım ki, Kur’an-ı Kerim bizleri şöyle uyarmaktadır: “Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız imtihan sebebidir ve büyük mükafât Allah’ın katındadır.” (Enfal 28)

Haber Editörü : Tüm Yazıları