Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Ümmetin başına dert olan afet ve felaketler

, , kategorisinde, 12 Eyl 2015 - 15:02 tarihinde yayınlandı
Ümmetin başına dert olan afet ve felaketler

Lübnanlı Sünni âlim Şeyh Mahir Hammud, ümmetin başına dert olan afet ve felaketleri maddeler halinde sıraladı.

Şeyh Mahir Hammud’un 11 Eylül 2015 tarihli Cuma hutbesi şöyle:

“Ümmetimiz kum fırtınası, deprem gibi afetlerden çok içine düştüğü ayrılıklar ve düşmanlıklarla ikaz ediliyor. Biz buna Suriye’de, Irak’ta, Libya’da şahit olmadık mı? Müslümanlar ‘Allahu Ekber’ nidalarıyla birbirlerini öldürdüler, ülkeleri yakıp yıktılar.

Bu Rabbani bir uyarı… Ümmet başka afetlerle de uyarılıyor:

1-Başımızdaki yöneticiler ülkenin servetini saçıp savuruyorlar, dine ihanet ediyorlar, Amerika’nın ve İsrail’in taklitçiliğini yapıyorlar.

2-Âlimler inancımızın en doğru inanç olmasıyla övünüyorlar. Ancak bunu salih amel ve faydalı işlerle taçlandırmaya kalkışmıyorlar. Etkili konuşmalar yapıyorlar, ancak Suriye’de, Yemen’de yapılan saldırılara gereken tepkiyi veremiyorlar. Sonra da kendilerinin din ehli olduklarını iddia ediyorlar.

3-Ümmetin fakirleri sıkıntı çekerken zenginler mallarını fesada harcıyorlar.

4-Batılı ülkeler Suriyeli mültecileri ağırlamak için yarışırken zengin petrol ülkeleri ‘mültecilerin yaşadığı psikolojik sıkıntılar sebebiyle’ onları ağırlayamayacaklarını söylüyorlar. Amerika’nın ya da batılı ülkelerin ricasıyla karşıladıklarında ise yapabileceklerinin %1’ini bile henüz yapmamış olmalarına rağmen çok büyük bir iş yapmakla övünüyorlar.

İşte hep bu türden imtihanlarla karşı karşıyayız. Lübnan’daki sıkıntılar da her geçen gün daha da kökleşiyor. Türlü anlaşmalar yapılıyor, çözüm önerileri aranıyor, ancak bulunamıyor. Çünkü sorun Lübnan’ın sorunu değil… Meydanlara inen gençler sıkıntının ne olduğundan söz ediyorlar. Ancak çözüm önerisi sunamıyorlar. Bazıları çözümün bu sayede sağlanabileceğini düşündüğü için daha büyük bir hayal kırıklığı yaşıyor.

Öncelikle Lübnan’daki sorunun tüm dünya tarafından önemsendiği, Amerika ve Avrupa ülkelerinin gündeminde başı çektiği düşüncesinden sıyrılmalıyız. Lübnan dünyanın, dünya siyasetinin merkezi değil! Öncelikle bunu kabul etmeliyiz. Yoksa sorunlar daha da çözülemeyecek bir hal alacak.”

islami Analiz

Haber Editörü : Tüm Yazıları