Türkiye’nin, Suriyeli ve Iraklı sığınmacılar için 4 yıldır gösterdiği çabaların küresel anlamda bir model teşkil ettiğini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:
“Uluslararası toplumun gerekli dayanışmayı göstermesini ve yük paylaşımı konusunda daha duyarlı hareket etmesini beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Sığınmacılar konusunda coğrafi yakınlığın sorumluluk anlamına gelmediği hepimizce bilinen bir husustur. Coğrafi yakınlık, bu anlamda bir yük olarak değerlendirilemez. Mülteciler konusunda sorumluluk, coğrafi yakınlıktan değil, insani, vicdani sorumluluktan ve duyarlılıktan kaynaklanmaktadır. O vicdan, tüm insanlığa yani hepimize aittir. Esasen başta göç dalgasından etkilenen AB ülkeleri olmak üzere, uluslararası toplumun Suriyeliler ve diğer sığınmacılara yönelik maddi yardımın da ötesine geçen daha kapsamlı bir strateji uygulama zorunluluğu vardır. Öncelikle, Suriye’den yeni mülteci dalgalarını engelleyebilmek için Suriye için de mutlak surette bir güvenli alan oluşturulması artık bir zarurettir. Bu güvenli bölge, üç yıl önce kurulmuş olsaydı şu anda milyonlarca Suriyelinin ülkesini terk etmek zorunda kalmayacaktı.”