Bir ara rahatsızlanan Mevlânâ, ‘Artık gitme zamanı geldi!’ diye söyleniyordu. Hanımı, ‘Aman efendi ne gitmesi? Dileriz Rabb’imiz sana daha yüzlerce sene ömür versin.’ deyince sesini yükselten Mevlânâ şöyle ikazda bulundu:
-Hanım ne diyorsun sen? Biz firavun muyuz, Nemrut muyuz ki yüzlerce sene ömür istiyorsun bizim için? Bu mihnet dünyasında şikâyetçi olmayarak bekleyişimiz, karanlıkta kalan gönülleri aydınlatma ümidimizdendir. Yoksa burası bizim yüzlerce yıl yaşamayı isteyeceğimiz rahat bir yer değildir!.