Filistinli esirler, işgal rejimi İsrail’in cezaevlerinde insanlık dışı tutum ve baskılarını protesto etmek ve açlık grevindeki arkadaşlarına destekte bulunmak amacıyla açlık grevi başlattılar.
Filistin Halk Kurtuluş Cephesi FHKC üyesi Bilal Kayed, Siyonist İsrail’in verdiği “idari gözaltı” kararına tepki olarak 15 Haziran’dan bu yana açlık grevi eylemine 45 esir daha katıldı.
Kayed, 14,5 yıldır “gizli kanıtlar” olduğu ileri sürülerek cezaevinde tutuluyordu. Tahliyesi beklenen Kayed’e 13 Haziran günü siyonist İsrail tarafından verilen “idari gözaltı” kararı verildi. Kayed, 6 ay daha esir tutulacak. Karara tepki gösteren Kayed, 15 Haziran’da açlık grevine başladı. Negev Hapishanesi’ndeki 11 FHKC’li esir 19 Temmuz’da dayanışma amacıyla açlık grevine başlamıştı.
İsrail’in “idari tutukluluk“ adını verdiği uygulamaya göre istihbarata dayalı olarak Filistinliler 1 ila 6 ay alıkonulabiliyor. Tutuklunun, “İsrail’in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine“ karar verilmesi halinde ise askeri hakim, suç isnadında dahi bulunmadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.
Ramon, Ofer, Eshel ve Gilboa hapishanelerindeki toplam 45 esir açlık grevine katılacaklarını açıkladı.
Nafha Hapishanesi’ndeki tüm direniş örgütlerinden Filistinli esirler ise Bilal Kayed’e ve açlık grevindeki diğer esirlere destek için 19 Temmuz’da bir günlük açlık grevi eylemi gerçekleştirdi, koğuş kapılarını kapatarak sayıma çıkmayı reddetti.
İşgal rejimi Filistinlilere yönelik katliam ve kıyım saldırılarını sürdürmenin yanı sıra Filistinli savaşçıları yıpratmak amacıyla onları sürekli tutuklayarak yargılanmaksızın, hapse atmakta ve cezaevi ortamında her türlü fiziki ve psikolojik işkencelere tabii tutmaktadır. aslında işgal rejimi bu metoduyla esir ettiği Filistinli mücahitleri tedrici bir ölüme mahkum ederek bunları artık tamamen etkisiz hale getirtmeye çalışıyor. Öyle ki Filistinli esirlerden bir çoğu şimdiye kadar hapishane ortamında yakalandıkları çok ağır hastalıklar ve işkenceler sonucu yaşamlarını yitirmiş ve şehid düşmüşlerdir.
İşgal rejimi son dönemde de Filistinlilere yönelik tutuklamaları artırarak, Filistin camiası içinde bir nevi yipratma savaşı sürdürmekte ve Filistin halkını bu yolla kendi mücadelesinden vazgeçirmeye, onları kendi haklarını talep etmekten soğutmaya çalışmaktadır. Bu da işgal rejiminin ne kadar iğrenç bir rejim olduğunu, kendi gayrı meşru hedeflerini tahakkuk ettirmek için hiç bir zulüm ve cinayetten çekinmediğini göstermektedir.