Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

‘Arap rejimleri zilleti kabul ettikleri için israile yenildiler oysa zafer inanlarındır’

, , , kategorisinde, 16 Ağu 2016 - 13:09 tarihinde yayınlandı
‘Arap rejimleri zilleti kabul ettikleri için israile yenildiler oysa zafer inanlarındır’

Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde Lübnan direnişinin kazandığı zafere değindi. Şeyh Hammud direnişin tüm imkansızlıklara rağmen zafer kazanmasının “karar vermek” ve “inanmak”tan kaynaklandığını ifade etti.

Şeyh Mahir Hammud’un 12 Ağustos 2016 tarihli hutbesi şöyle:

“2006 Temmuz zaferini konuştuğumuzda şu soruyu da sormamız gerekiyor: Nasıl oluyor da güçlü Arap orduları İsrail karşısında yetersiz, aciz kalırken Lübnan ve Filistin direnişi aralarındaki güç farkına rağmen İsrail karşısında dimdik durabiliyor?

Kalbinde hastalık olanlar 1973’te kazanılan zaferin ardından Amerika’nın İsrail’e verdiği istihbarat desteği sayesinde İsrail’in Arap ülkelerinin gücünden, imkanlarından haberdar olduğunu, bu yüzden bu imkanları hedef alarak Arap ülkelerini güçsüzleştirdiğini söyleyecektir.

Nitekim o zaman da zayıf ve güçsüz olduğunu kabullenmiş olanlar “Biz bu güç karşısında çaresiziz” dediler. Ancak direniş asla çaresiz olduğunu kabul etmedi. Bu sayede güçlendi ve Allah’ın yardımı sayesinde düşmanı şaşkına çevirecek silahlara sahip oldular.

Güçsüzlüklerinin sebebini Amerika ve Batı’nın İsrail’e verdiği destekten ya da Arapların kendi aralarındaki anlaşmazlık ve bölünmüşlükten kaynaklandığını söyleyenler var. Ancak şu bir gerçek ki, bunun asıl sebebi yenilgiyi kabullenerek teslim olmak ve zillete razı gelmektir. Bu yüzden her koşula rağmen bir kesim İsrail karşısında yok olma pahasına mücadele ortaya koyarken diğer bir kesim de İsrail’i baş tacı eden liderlerinin kararına aykırı davranmayacaklarını söylebiliyorlar.

Çocukluğumdan beri şu hadis-i şerif hep ilgimi çekmiştir: “Allah’tan yardım dile ve asla acziyet gösterme!” Bu hadis bize şunu gösterir: İnsan aciz olmaya karar verendir. Dolayısıyla acziyet göstermemek ve başarmak da insanın kararına bağlıdır. Yani acziyet başkalarının yaptıkları ya da içinde bulunulan durum sonucunda değil kişinin aldığı kararlar, attığı adımlar neticesinde oluşur.

Yani “Yapıp ettiklerimiz kendi nefsimizdendir.” Bu yüzden ümmet acziyet göstermeye ve yenilmeye karar verdiği için bu haldedir, diyebiliriz. Yoksa sebep içinde bulunulan durum ya da aleyhimizde kurulan komplolar değildir.”

Haber Editörü : Tüm Yazıları