Havanın soğuması ve aydınlık saatlerin azalması ile birlikte vücudun sonbahara uyum sağlamak için çaba harcamaya başladığını belirten Uzman Fizyoterapist Gökhan Aygül, mevsimler değişirken, ısı ve hava akımları vücutta düşük direnç noktaları oluşturabildiğini ve soğuk ile yağışlı havalarda, hava basıncının değişmesiyle özellikle iskelet ve kas sistemi ağrılarının başladığını söyledi.
Uzman Fizyoterapist Gökhan Aygül, “Ayrıca bedenin ve zihnin bu çabası, yorgunluk, gerginlik, isteksizlik gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Soğuk ve yağışlı havalarda hava değişimi birçok enfeksiyon, üst solunum yolu hastalıklarının yanı sıra özellikle iskelet-kas sistemi ağrılarını arttırır. Mevsim değişikliklerinde rastlanılan en can sıkıcı hastalıklardan bir tanesi kas ve eklem ağrılarıdır. Birçoğumuz bu ağrıları yorgunluğa ya da soğuk algınlığına bağlayabiliyoruz. Bu ağrılar, gereken önem verilmediğinde sonbahar ve kış aylarını yatarak geçirmemize neden olabiliyor” dedi.
Özellikle eklem romatizması olanlarda, eklemlerdeki basınç alıcılarında hasar olmasından dolayı, hasta hava basıncı değişikliklerine daha duyarlı hale geldiğini kaydeden Aygül, “Bu yüzden soğuk ve yağışlı havalarda, bu hasta grubunun ağrıları daha da artar. Soğuk hava yüzünden kasların kasılması ve kısalması da ağrının artmasına neden olurken; eklemlerde normalde ağrı alıcıları soğukla aktif hale gelir ve bu havalarda eklem kökenli ağrıların artması ile sonuçlanabilir. Soğukta kan damarların büzülmesi sebebiyle de iskelet kas sistemine ulaşan kan miktarı azalır. Bu yüzden kas kökenli ağrılar artabilir Ayrıca soğukla beraber mutluluk hormonu olarak adlandırılan serotonin seviyesinde düşme yaşandığını ve bu düşüşün eklem ağrılarını daha çok hissetmeye sebebiyet verdiğine dair çalışmalarda mevcuttur” diye konuştu.
D vitamini eksikliği de genel vücut ağrıları ile iskelet-kas sistemi kaynaklı ağrıların oluşmasında önemli bir neden olduğunu söyleyen Aygül, “Kışın güneşe daha az maruz kalındığı için D vitamini seviyesi düşer, bu yüzden de ağrılar artar. Genel olarak boyun ağrısı, bel ağrısı ve yaygın olan küçük eklem ağrılarını, bu mevsim geçişlerinde görmekteyiz. En sık miyalji dediğimiz kas ağrıları karşımıza çıkar. Sabah uyanınca nispeten sıcak yataktan kalkan kişide veya sıcak duştan sonra dışarı çıkınca anlık ısı düşmesi, kaslarda basit ağrı, kramp ve spazma yol açar. Anlık ısı düşmesi kas içerisindeki kan akımını azaltıp, ağrı ve hareket kısıtlılığı yapar. Yine aynı şekilde rüzgara maruz kalma esnasında, rüzgar derinin ısısını düşürerek kas ağrılarını meydana getirir” ifadelerini kullandı.
Aygül, “Mevcut eklem sertliği veya kireçlenmesi olan hastalar nispeten sıcak aylarda daha rahat ederler. Soğukların başlaması eklem ağrılarını arttırır. Bu gibi hastalar özellikle diz ekleminden başlayarak çeşitli koruyucu önlemler almalıdırlar. Soğukta ani hareketler, mevcut etkilenen eklemin soğuktan korunmaması ciddi ağrılara yol açar. Aynı şekilde bir evin odaları arası ısı farkı da benzer şikayetlere yol açar. Önemli olan normal vücut ısımızın dış etmenlerden minimal etkilenmesidir. Yazlık kıyafetleri hemen kaldırmak veya kışlıkları hemen giymek iyi bir çözüm değildir. Eklem ağrılarıyla mücadelede erken yaşlarda yapılan diz-kalça egzersizleri, fizik tedavi ve kilo vermek ağrı şikâyetlerini azaltmaktadır. Sıcak havalarda hareketli olan kas ve eklemlerin birden kapalı, soğuk ve hareketsiz yaşama girmesi de kış aylarında görülen ağrıların en büyük nedenlerinden biridir” şeklinde konuştu.
