Irak’ın tanınmış Ehl-i Sünnet şeyhlerinden Sabah Matşar El-Şimri, Haşd El-Şabi ve Ehl-i Sünnet aşiretleri arasında tekfirci teröristlerle mücadele konusunda; kardeşlik, birlik ve dayanışma olduğunu ve Suudi Rejimi Dışişleri Bakanının Haşd El-Şabi hakkındaki son iddialarının asılsız olduğunu belirtti.

Irak’ın Salahaddin eyaleti Kurtarma Konseyi Üyesi Sabah Matşar El-Şimri, “bazı politikacıların kullandığı tabir ve ifadelerdeki gibi Haşd El-Şabi ve Haşd-i Eşairi arasında hiçbir fark yoktur” vurgusunda bulundu.

Sabah Matşar El-Şimri şunları söyledi: “Başkaları Haşd-i Eşari’yi Sünni ve Haşd El-Şabi’yi Şii olarak tanıtıyorlar. Oysaki Haşd El-Şabi’nin bölgeye girmesinde hiçbir sorun bulunmaktadır. Her ne kadar bazı politikacılar buna karşı çıksa da, bölge halkı bölgelerinin kurtarılması için Haid El- Şabi’nin bölgelerine girmesini onaylamakta ve topraklarının kurtarılmasını istemektedir. Biz Musul’u IŞİD’in işgalinden kurtaracak herkesi destekliyoruz.”

Adil El-Cübeyr’in sözlerine tepki

Matşar El-Şimri, Suudi Rejiminin Şii kuvvetlerin Musul’a girmesi halinde ortalığın kan gölüne döneceği yönündeki iddialarına tepki gösterip, bu iddiaların yalan olduğunu belirterek şunları söyledi: “Eğer Suudiler bir İslam ve Arap ülkesiyseler, gelsinler ve ortalığın kan gölüne dönüşüp dönüşmediğini yakından görsünler.

Ben tanınmış bir kişiyim ve bazı aşiretlerin can güvenliğinden sorumluyum. Ben birçok aşiretin de şeyhiyim. Yaklaşık bir yıl ve sekiz aydan şimdiye kadar kurtardığımız bölgelerde hiçbir sorun ve sıkıntıyla karşılaşmadık ve hiçbir kişi Haşd El-Şabi tarafından öldürülmedi.”

El-Şimri, Salahaddin şehrindeki Şimr bölgesinin kurtarılmasında Haşd El-Şabi ile yapılan işbirliği hakkında şunları söyledi: “ Ben ve aşiretim Haşd El-Şabi ile birlikte bölgeye girdik ve birlikte şehit verdik. Şehitlerimiz yan yana can verdiler. Hiçbir etnik ayrımda bulunan kişiye rastlamadık ve bölgenin kurtarılmasından sonra da Haşd El-Şabi bölgeden çıkarak, Hamrin dağları ve etrafındaki bölgelere konuşlandılar.”

Sabah Matşar El-Şimri, Irak’ın bölünmeye çalışıldığını belirterek şu ifadelerde bulundu: “Biz gelecekte ne olacak bilmiyoruz. Biz Allah’a tevekkül ediyoruz. Bizim amacımız, toprak bütünlüğü bozulmayan ve birlik içerisinde bir Irak’tır. Bu ülke yaklaşık elli yıldır sorunlarla mücadele ediyor ve acı çekiyor ve ümidimiz artık dökülen kanların durmasıdır.”