Washington Post gazetesi, Suudi Arabistan rejiminin Nijerya’da Vahhabiliği yaymaya çalıştığını ve Nijerya’nın kuzeyindeki selefi Vahhabi akım ve liderleri desteklediğini belirtti.
Suudi krallık rejimi Nijerya’nın kuzeyinde Vahhabiliği yaymak için büyük bir yatırım yaparak önemli faaliyetlerde bulunuyor. Nijerya’nın üst düzey yargıçlarından biri olan “Ebuko Gomi” selefi vahhabidir ve 1978 yılında Ezala hareketini kurdurdu. Bu hareket Suudi Arabistan ile yakın ilişki içindedir. Boko Haram’ın kurucu liderlerinden biri olan Muhammed Yusuf da selefi Vahhabi tekfirci anlayışı dünya çapında yaygınlaştıran Suudi krallık rejimiyle irtibat halindedir.
Bölge ve dünya çapında terör eylemlerini gerçekleştiren tekfirci teröristler ya Suudi Arabistan vatandaşıdır yada Vahhabilik eğitimi almış, Suudi krallık rejiminin istihbarat, askeri ,silah ve parasal desteğine sahip kimselerdir. Tekfirci terörizmin ideolojisi akıl ve mantığı dışlayan sapık vahhabilik anlayışı ve öğretileridir. Bu sapık anlayışla eğitilenler Suudi krallık rejiminin desteğinde birçok ülkede ve özellikle İslam ülkelerinde terör estirmektedirler.
Ortadoğu ve kuzey Afrika’daki İslam ve Arap ülkelerinde İslami uyanış ve direniş hareketlerin güç kazanmasına karşılık, Suudi krallık rejimi, bu halkçı ve İslami anti emperyalist ve anti Siyonist hareketleri etkisiz hale getirmek için paralel Vahhabi tekfirci terör örgütlerini kurdurmuştur. İslam aleminde dehşet dalgasını yükseltmek ve Mezhep savaşlarını çıkarmak, İslam ümmeti içinde fitne ve tefrika sokmak amacıyla Vahhabi Suudi krallık rejimi terör örgütlerini kurdurup beslemektedir. Vahhabilik tamamen bütün İslam mezheplerine mensup Müslümanların düşmanıdır. Şii, Hanefi, Şafi, Maliki gibi İslam mezhepleri, Suudi krallık rejiminin Vahhabi ideolojisine göre, İslam dışı mezheplerdir. Bu mezheplere bağlı Müslümanlar ya Vahhabiliği kabul etmeli yada şirke ve Küfre daldıkları için kanları helal, öldürülmeleri farzdır.
Pakistan’daki Suudi krallık rejimine bağlı dini medreseler ve üniversitenin talebe ve öğrencileri de mezun olduktan sonra tekfirci terör örgütlerinin liderliğini yada savaşçılarına dönüşüp Şii ve Sünni Müslümanların kanlarını akıtmaktadırlar.
Kaynaklarının gizliliğini koruyarak hükümetlerin ve diğer organizasyonların hassas belgelerini yayınlayan, İsveç merkezli uluslararası bir organizasyon olan WikiLeaks’in yayınladığı bir belgeye göre, Amerika’nın eski dış işleri bakanı ve günümüz başkanlık adayı Hillary Clinton da Suudi Arabistan’ın dünyadaki terör örgütlerinin besleyicisi olduğunu vurgulamıştır. Bu belgeye göre Clinton, Pakistan’daki El-Kaide, Taliban, Leşgeri Tayibe gibi tekfirci terör örgütlerini kurdurup beslediğini belirtmiştir.
Şüphesiz bölgemizdeki gerici ve dikta Arap rejimleriyle batılı güçlerin desteği olmasaydı, tekfirci teröristler bunca İslam ve bölge ülkelerine yayılamazlardı. Selefi Vahhabi tekfirci terör örgütleri Irak, Suriye, Mısır, Libya ve Tunus gibi Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde kurulup etkin faaliyetlerini sürdürmektedirler. Suudi Arabistan’ın kurdurup desteklediği el-Kaide ile DAEŞ tekfirci teröristleri, Afrika’da Ensar-üş-şariyye, Boko Haram, Eşşebab adlarıyla Afrika kıtasındaki İslam ülkelerinde kurulup kan akıtmaktadırlar. Bu selefi Vahhabi terör örgütleri Avrupa ülkelerine de uzanıp, bu ülkeleri de tehdit etmektedirler. Bu nedenle Suudi krallık rejimi kaynaklı tekfirci teröristler, dünya güvenliğini de tehdit etmektedirler.
