Terörist başı Abdullah Öcalan’ı sorgulayan komutan olarak bilinen Emekli Albay Hasan Atilla Uğur, PKK ile mücadelede atılması gereken adımları TESNİM’e değerlendirdi. Uğur, istihbari açıdan İran ordusu ve TSK’nın işbirliği yapması gerektiğini söyledi.
Tesnim: Türkiye’nin en yakıcı sorunlarından biri olan PKK ile mücadele Ankara’nın bölge ülkeleri ile yakınlaşmasıyla farklı bir boyut mu kazanacak?
Uğur: PKK terör örgütü başta Türkiye olmak üzere İran, Irak ve Suriye için baş belasıdır. PKK’nın terör faaliyetlerini durdurmak için Türkiye Cumhuriyeti, İran, Irak merkezi hükümet, Suriye ve Rusya ile işbirliği yapmalı. Özellikle ilişkilerimizin iyi olduğu İran’la PKK ile mücadele konusunda bir mutabakat yapmamız çok önemlidir.
ABD, Türkiye’yi, Suriye’yi, İran’ı hatta Rusya’yı PKK’yı kullanarak terbiye etmeye çalışıyor. İran’ın burada çok dikkatli davranması lazım. Türkiye bu dönemde İran ile iyi olan ilişkilerini daha geliştirmelidir. Çünkü İran bizim kadim komşumuzdur. İran’ın da bir PJAK belası vardır. Bizim de bir PKK belamız vardır; PJAK, PKK’ya bağlıdır. Türkiye’nin bölge ülkeleri ile ittifak yapması için Başbakan Binali Yıldırım’ın Irak ziyareti ilk adımdır, ancak yeterli değildir.İran ve Türkiye’nin çok sıkı ilişki içinde olması gerekli. Türkiye mutlaka Suriye ile yakın ilişkiye girip, ABD emperyalizminin hem bölge ülkeleri üzerindeki hem de Suriye’nin kuzeyinde oluşturmaya çalıştığı hegemonyasını kırmak lazım.
Tesnim: Basın İran ile Türkiye’nin Kandil’e ortak operasyon yapmasına ilişkin görüşler öne sürüldü. Sizce de Türkiye Kandil’e bir operasyon gerçekleştirmeli mi?
Uğur: Kandil bölgesini çok iyi bile biri olarak söylüyorum. Kandil çok geniş bölgenin adıdır. PKK’nın ABD talimatı ile esas yuvalandığı yer bizim sınırımızın karşısına bulunan Kobani dedikleri Ayn el Arap, El Cezire ve Afrin’dir. Bizim İran ile müşetereken Kandil’e girmemizin bir anlamı olacağını düşünmüyorum. Bugün PKK açısından stratejik nokta Suriye’nin kuzeyindeki üsleri. ABD açık olarak burada eğitim de veriyor. Silahını da veriyor. Suriye’nin kuzeyinde daha açık hedefler dururken, büyük masraflar yaparak ve çok zayiat vermeyi göze alarak Kandil’e operasyon yapılmasını çok öncelikli görmüyorum. Benim öngörüme göre PKK bir şekilde Kandil’i terk edecek. Burayı terk ettikleri zaman Şengal’e mi gidecekler, yoksa Suriye’nin kuzeyindeki bölgelere mi gidecekler; bunu bilmiyoruz. Ancak bizim bunu asla kabul etmemiz lazım. İran’ın da kabul etmemesi lazım.
Tesnim: PKK ile mücadelede Suriye sahasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Uğur: Türkiye’nin İran ile yapacağı işbirliğinin en önemli noktalarından biri de Suriye’dir. Kendi güvenliğimiz nedeniyle bulunduğumuz Suriye topraklarından çıkış sürecini hızlandırmak için İran ve Suriye Rejimi Afrin ve Suriye’nin kuzeyindeki oluşmuş PKK varlığına yönelik operasyonlara başlaması Ankara açısından çok önemlidir.
Tesnim: PKK ile mücadele açısından Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ni nereye koyuyorsunuz?
Uğur: Şimdi Barzani’yi orda bütün Kürtlerin temsilcisi gibi görmek yanlış. Öyle bir durum da yok. O bölgede Talabani ve Goran faktörü var. Bu ayrılıkları iyi değerlendirmek lazım. İran’ın bunu çok iyi değerlendirdiğini de düşünüyorum. Barzani ve peşmerge ile ilgili en net bilgiler Abdullah Öcalan’dadır. Peşmerge ve Barzani bugüne kadar PKK’yı desteklemiştir. Biz bunu net gördük. Biz Peşmergeye PKK ile savaşması için para verdik, yardım ettik ancak bunun tam tersi oldu. Barzani’ye Irak’ın kuzeyinde resmi bir devlet kurdurulması İran, Irak, Suriye en başta da bizim için büyük bir handikaptır.
Tesnim: PKK’nın Kandil’deki lider kadrosunun yaptığı açıklamalara baktığımız zaman bölgede kendilerine engel olarak İran ve Türkiye’yi görüyorlar. Bu açıklamalardan PKK’nın terör saldırılarını bu iki ülke üzerine yoğunlaştıracağını mı anlamalıyız?
Uğur: Biliyorsunuz benim sorguladığım Abdullah Öcalan, ‘Biz taşeronuz enstürmanız’ dedi. Enstürmanlıkları devam ediyor. İlerleyen zamanlarda PKK bütün eylemlerini İran ve Türkiye’de yapacak. Türkiye’de PKK ABD’den alığı silahlarla zaten eylemlerine devam ediyor. Aynı şekilde İran’da da PJAK vasıtasıyla bölücü terör faaliyetlerine başlayacağını öngörüyorum. Bunun için İran ve Türkiye’nin istihbari açıdan özellikle de İran ordusu ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin işbirliği yapması lazım.
