Dr. Fevzi Özgönül, yemeklerden hemen sonra içilen çay ve kahvenin, demir emilimini yarı yarıya azalttığını belirtti.
Dr. Fevzi Özgönül, demir eksikliğinin dünyada çok sık rastlanan bir beslenme sorunu olduğunu söyledi. Süt çocukları ve büyüme çağındaki çocuklar, gebeler ve vejetaryen diyetle beslenenlerde daha sık demir eksikliği görüldüğünü dile getiren Dr. Özgönül, “Kadınlarda demir depoları daha az olduğu için hemen hemen her üç kadından birinde demir eksikliğine bağlı kansızlık şikayeti görülmektedir. Kadınlarda aşırı adet görmeye bağlı aşırı kanama nedeniyle de demir eksikliği yaşanabilmektedir. Özellikle yiyeceklerin demir içeriğinin az olması ve demirin bağırsaklardan emilmesinin çok güç olması sebebi ile demir eksikliğine sık rastlanmaktadır” dedi.
“Kahve ve çayı yemekten hemen sonra tüketmeyin”
Kahve ve çayı yemekten hemen sonra tüketmenin demir emilimini olumsuz yönde etkilediğini ifade eden Dr. Özgönül, “Demir insan vücudunda toplam 4-5 gram bulunduğu halde çok önemli bir elementtir. Demir bağışıklık sisteminin güçlenmesi, sinir iletimi, dokulara oksijen taşınması, DNA, RNA ve protein sentezi gibi yaşam için önemli olan birçok enzimin yapım aşamasında görev almaktadır. Bu nedenle demir eksikliği, özellikle büyüme çağındaki çocuklarda, ergenlik çağında ve kadınlarda hamilelik döneminde ortaya çıkmaktadır. Yemeklerden hemen sonra içilen çay da besinden alınan demirin emilimini azaltır. Çay, kahve ve kakao içerisinde bulunan bazı maddeler, demir emilimini yarı yarıya azaltır. Bu nedenle yemeklerin hemen üzerine içilen çay ve kahveden vazgeçmemiz gerekir. Tabiki demirin faydaları olduğu gibi fazlalığının da zararları vardır” açıklamsaında bulundu.
Bünyeye fazla miktarda demir almanın damar sertliğine, hücrelerin yağlanmasına ve erken yaşlanmaya sebep olduğunu belirten Dr. Özgönül, “Demir fazlalığı kanser riskini artırdığı gibi siroz, şeker hastalığı, halsizlik, iştahsızlık, kalp büyümesi, bulantı, kusma, nefes darlığı gibi rahatsızlıklara da sebebiyet vermektedir. İnsanların günlük alması gereken demir miktarı 10-15 mg’dır. Bebeklerde 1-2 mg, yetişkin erkeklerde 10 mg, kadınlarda 20 mg, gebeliklerde ise 30-35 mg olarak tavsiye edilir” dedi.