Ekim ayında yapılan öğretmenlik mülakatlarında atamaların sadece mülakat puanıyla yapılması ve KPSS puanlarının dikkate alınmaması pek çok adayı mağdur etmişti. Öğretmen adaylarının duydukları rahatsızlığı sürekli dile getirmelerinin ardından bu mağduriyetin fakına varan siyasiler ve MEB yetkilileri harekete geçti ve bazı değişiklik sinyalleri gelmeye başlamıştı. Ak Parti Kahramanmaraş Milletvekili İmran Kılıç atama bekleyen öğretmenlerin kendilerine ulaştırdıkları raporları ve çözüm önerilerini Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Orhan Erdem’e ilettiğini belirterek sonucun olumlu olacağını düşündüğünü bildirdi.
Atama Bekleyen Öğretmenler Ne İstiyor?
Atama bekleyen öğretmenler sadece mülakat puanı ile atama yapılmasını değil, güvenlik soruşturması yapılıp, mülakatın geçti/kaldı şeklinde şeklinde yapılmasını ve başarılı olan adayların KPSS puan üstünlüğüne göre atanmasını istiyorlar. Adaylar ayrıca mülakata çağrılacak kişi sayısının fazlalığından da rahatsızlar ve mülakata çağrılacak kişi sayısının geçici öğretmenlik mülakatındaki gibi atama kontenjanının iki katı olmasını istiyorlar.
Mağdur olan binlerce öğretmen adaylarımızdan birkaç örnek:
Örnek1: Söz konusu mülakat üniversitesini bölüm birincisi bitirmiş, birçok dalda belgeleri olan, kendisini sürekli geliştirmiş , Yüksek Lisans yapan öğretmen adaylarının niteliğini dahi beş dk’da puanlayarak öğretmen olmalarını engellemiştir.
Örnek2: Eylül ayında sözleşmeli öğretmenlik mülakatında 85 alan Edebiyat öğretmenimiz mülakatın 90 puan da kapaması nedeniyle atanamamıştır. Aynı öğretmenimiz geçici öğretmenlik için mülakata girdiğinde aynı komisyon üyesine denk gelir ve komisyon üyesinin kelimeleri ” Sen atanmadın mı yahu ben haksızlık olmasın sen atan diye KPSS puanınla aynı puanı verdim. ”. İşte mülakatın liyakatsizliğinin bir başka örneği. Atanmamızı isteyen komisyon başkanı dahi ne puan verecğini bilemiyor.
Örnek3: Bir başka yaşanmış örneğimiz bölümünde on dördüncü sırada olduğu halde atanamayan ve vefat ettiği anne babasına öğretmen olacağım diye söz vermiş bir öğretmen adayımızın psikolojik bunalımı, verdiği emekler, hükümetine olan güven sarsıntısı göz önünde bulundurulmalıdır.