Filistin Alimleri Sözcüsü; Filistin halkı direnişinin İran’ın destekleri sayesinde gerçekleştiğini ve Arapların ilk baştan beri Filistin meselesine yönelik komplo yaptıklarını ancak Filistin halkının sonunda Kudüs’ü geri alacağını vurguladı.
Filistin toprakları, Filistin halkı ve akabinde Ortadoğu bölgesi zor bir durum yaşıyor ve bu konu, tüm insanlar ve insani topluluklara ağır bir sorumluluk veriyor. Öte yandan Arap rejimleri, Filistin ilkesini tamamen unutmuş ve imkanlarını şerif Kudüs şehrini geri almak için kullanacaklarına, İslam dünyasının milyarlarca dolarını Suriye, Irak, Yemen ve Bahreyn’deki Müslümanları öldürmek için kullanıyorlar.
Böyle bir durumun hakim olması, Filistin’i özgürlüğünü kavuşturma önceliğinin İslam dünyasında ve özellikle Arap ülkeleri için kenara itilmesine sebep olmuştur. Bu konu başlı başına Siyonist israil rejiminin Kudüs’e saldırılarını artırarak, Mescid-i Aksa’yı tamamen ele geçirmesi için bir fırsat haline gelmiştir. Ayrıca Yüzlerce Filistinli, Siyonist israil rejimi tarafından esir alınıyor.
Aksa İntifadasının 2000 yılında başlamasından bu yana, resmi ve hukuksal raporlara göre; Siyonistler binlerce Filistinliyi esir aldı. Esirlerin arasında 18 yaş altında olan 15 bin çocuk bulunuyor. Ayrıca esirlerin arasında 1500 kadın ve nerede ise 70 Filistinli temsilci ve eski bakan da yer alıyor. Siyonist israil rejimi 27 bin geçici tutuklanma kararı da vermiştir ve şuanda 6500 Filistinli, Siyonistlerin 24 hapishanesinde esir olarak tutuluyor.
Aynı şekilde Ekim 2015’de Kudüs İntifadasının başlaması ile beraber, on binlerce Filistinli Siyonistler tarafından esir alındı, bu sayının büyük bir oranı ise Kudüs şehrine aittir. Bu doğrultuda Filistinli alimler şurasının resmi sözcüsü Şeyh Salih el-Mued İran basınına açıklamada bulundu.
Şeyh Salih el-Mued, Filistin meselesinin öncelik haline gelmesi ve unutulmaması yönündeki yollar ile ilgili şöyle açıklamada bulundu: “Filistin meselesinin yine İslam dünyası ve Arap dünyasının önceliği haline gelmesi için, bazı adımların atılması gerekiyor. Sempozyumların düzenlenmesi bunların arasında yer alıyor. Aynen kısa bir süre önce İran İslam Cumhuriyeti başkenti Tahran’da Filistin intifadasını destekleme doğrultusunda düzenlenen konferans gibi. Buna benzer bir konferans ilk defa Tahran’da düzenlenmiyordu, bu konferans altıncı defa Filistin’i tamamen destekleme yönünde gerçekleşiyordu ve çok önemli bir rol sahibi idi.
İran İslam Cumhuriyeti tüm gücü ile Filistin’i destekliyor. Filistin halkının direnişi, Tahran’ın Filistinlileri desteklemesinin sonucudur. Filistin ile Lübnan’daki direniş, İran liderine ve halkına çok saygı duyuyor. İran bizi desteklemede çok önemli bir rol sahibi ve biz Tahran’a teşekkür ediyoruz.”
Filistinli alimlerin resmi sözcüsü açıklamalarını Filistin halkının geleceği konusu ile sürdürdü: “Bizim inancımıza göre Filistin’i işgalden kurtarma tüm Müslümanların dini görevidir ve İran bu görevi gerçekten çok iyi bir şekilde yerine getiriyor. Bizim inancımıza göre; Filistinlilerin geleceğini belirlememiz için İmam Humeyni’nin açıkça bahsettiği, adeta bir kanser olan Siyonist israil rejimini kökünden çözmemiz gerekiyor. Dolayısıyla Filistin milletini gelecekte bekleyen şey, Siyonist israil rejimi kökünden yok etmek olacaktır.”
Şeyh Salih el-Mued açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bize göre, Araplar ilk baştan beri Filistin meselesine yönelik komplo düzenlediler. Filistin’i düşmanlara teslim edenler bu Araplardı. Araplar, Filistin halkının direnişine karşı komplo yapıyorlar ancak onlara bir şeyi ilan etmek istiyorum. İnşallah er ya da geç Kudüs’ü işgalden kurtaracağız.”