Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

‘İran Açıkça İsrail’in Yok Olması ve Amerika’nın Yıkıma Uğraması İçin Faaliyetler İçinde’

, , , , kategorisinde, 22 May 2017 - 22:58 tarihinde yayınlandı
‘İran Açıkça İsrail’in Yok Olması ve Amerika’nın Yıkıma Uğraması İçin Faaliyetler İçinde’

Buna rağmen, yapılacak daha çok iş olduğunu vurgulayan Trump, Lübnan’dan Irak ve Yemen’e uzanan bölgede İran’ın etkisinin kesinlikle kırılması gerektiğini söyledi. İran’ın açıkça İsrail’in yok olması ve Amerika’nın yıkıma uğraması için faaliyetler içerisinde olduğunu belirten Trump, “İran bu odadaki birçok liderin de aleyhine çalışıyor” ifadelerini kullandı.

Sözde terörle mücadele konusuna odaklanan konuşmada Trump, dünya genelindeki terörün yüzde 95’inin Müslümanları hedef aldığını belirterek Müslüman ülkelerin terörle mücadele konusuna öncülük etmesinin daha etkili olacağını savundu ve toplantıya katılan liderlerle toplu görevler yükledi. Trump, bu ülkelerin ABD ile ortak çıkarlarda buluşmaları durumunda ABD’nin kendilerine her türlü ekonomik ve askeri desteği sunacağı vaadinde bulundu.

Donald Trump, Riyad’da Amerikan ulusal güvenlik danışmanı Raymond McMaster’ın deyimiyle İslam adına “ilham verici” bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmanın içeriği daha çok bölgede Amerikan çıkarlarına ve planlarına karşı mücadele eden Müslümanların önünü kesmek ve bunu IŞİD şemsiyesi altına sokarak sorgulanamaz hale getirmeyi amaçlıyordu.

Konuşmasına “bu eşsiz zirveye ev sahipliği yapan Kral Selman’a” teşekkür ederek başlayan Trump, Kral Selman’ın Suudi Arabistan’ın kurucu lideri Kral Adulaziz ibn Suud’un vizyonuna sahip olduğunu belirterek, Amerika ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin Abdulaziz ve Roosevelt döneminde başladığını hatırlattı. Kral Abdulaziz’in bugünleri görse Kral Selman ile iftihar edeceğini ileri süren Trump, “Kral Abdulaziz, Amerika ile müttefiklik konusunda Suudi Arabistan adına kapıyı aralayan lider olmuştu. Bugün ise biz, stratejik ortaklık konusunda ilişkilerimizde yeni bir sayfa açıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yemin törenimde Amerikan halkına verdiğim sözler arasında Amerika’nın eski dostluklarını pekiştirme ve yeni ortaklıklar kurma planım vardı. Yaşam tarzımızı başkaları üzerine dayatmayacağımın sözünü vermiştim. İlişkilerimiz ve ellerimizin ulaştığı yerlerde ortak çıkarlar, işbirliği ve güven üzerine hareket edeceğiz. Size de şunun sözünü veriyorum, Amerika olarak dostluk bağlarımızın güçlendirilmesi, güvenlik seviyelerimizin arttırılması ve kültür ve ticaret düzeylerimizin yükselmesi için çalışacağız. Bunun en güzel ve ilk kanıtı da Suudi Arabistan ile imzaladığımız yaklaşık 400 milyar dolar değerindeki karşılıklı yatırım anlaşmalarıdır” diyen Trump, bu anlaşmaların 110 milyar dolarlık kısmının silah anlaşması olduğunu vurgulayarak “Suudi dostlarımıza Amerika’nın büyük silah şirketleri ile daha iyi anlaşmalar yapması için de yardımcı olacağız. Bu anlaşma Suud ordusuna güvenlik operasyonlarında daha büyük roller oynaması için yardımcı olacak” ifadelerini kullandı.

Zirvede Suudi Arabistan’ın dışında diğer birçok ülkeyle de ortaklıkların geliştirilmesi noktasında sürecin başlatıldığını ifade eden Trump, Ortadoğu ve ötesinde güvenlik ve istikrarın tesis edilmesi için yeni müttefiklik ilişkilerinin temelinin atıldığını açıkladı.

Dünya Aşırıcılıkla Mücadele merkezinin açılışının yapıldığını ifade eden Trump, bu merkezin İslam dünyasının kalbi sayılan bir bölgede açılmış olmasının İslam ülkelerinin radikalizmle mücadele konusunda liderlik koltuğuna oturmaya aday olduğunun bir göstergesi olacağını ifade etti ve Kral Selman’a bu sürece öncülük ettiği için ayrıca teşekkür etti.

Zirveye katılan tüm liderleri Beyaz Saray’a davet ettiğini açıklayan Trump, Riyad zirvesine katılan herkesle birlikte ortak bir plan çerçevesinde çalışmaktan memnuniyet duyacağını ifade etti.

Amerika’nın bölgesel ve dış politika konularında temel önceliğinin kendi vatandaşlarının güvenlik ve emniyeti olduğunu vurgulayan Trump, “birilerinin kendi dünyasında ne yaptığı, nasıl yaşadığı, nasıl ibadet ettiği önemli değil. Önemli olan ortak çıkarlar noktasında ortak tehditler belirlemek ve bunlarla mücadele konusunda yeni ittifaklar kurabilmektir” diyerek dini veya mezhebin bir önemi olmaksızın Amerika açısından temel tehlikenin Amerika’nın güvenliğine tehdit oluşturan yapılar olduğunu resmen ilan etti.

Riyad zirvesinin her türlü konunun ötesinde terörle mücadele konusunda ittifaka yoğunlaştığını vurgulayan Trump, IŞİD’i, el-Kaide’yi, Hizbullah’ı ve Hamas’ı aynı kefeye koyarak bunları terör örgütü ilan etti ve terör örgütlerinin tehlike düzeyinin sebep oldukları ölü sayılarıyla değil, gençlerin rüyalarını çalma potansiyelleriyle ilişkilendirilmesi gerektiğini ileri sürdü.

Bu yönüyle Riyad’da kurulması için çaba sarfettikleri ittikakın dinler, mezhepler ya da medeniyetler arası bir savaş olmadığını iddia eden Trump, bu savaşın “iyilerle kötülerin savaşı” olduğunu dile getirdi.

Terörün sebep olduğu yıkıcı sahnelerde can verenlerin Yahudi veya Hristiyan, Şii veya Sünni olduğunu belirten Trump, kurbanların kimliklerine baktığımızda yalnızca bir dinin, bir mezhebin ya da bir ırkın hedef olmadığını Tanrının tüm çocuklarının hedef olduğunu ve tüm kutsalların hedef alındığını ifade etti. Bu durum karşısında tek çözüm yolunun biraraya gelerek güçlenmek olduğunu vurgulayan Trump, “bunu ancak bu odada bulunan herkes sorumluluk paylaşımı yapıp üzerine düşenleri hakkıyla yerine getirirse başarabiliriz” ifadelerini kullandı.

Trump’ın Yahudi veya Hristiyan, Şii veya Sünni vurgusu yapması, bölge ülkeleri ile İsrail arasındaki olası bir normalleşmenin ve askeri bir ittifakın sinyali olarak yorumlandı. Trump’ın Telaviv ziyaretinde Siyonist liderlerle yapacağı görüşmede Arap ve İslam ülkesi liderlerinin bölgesel mücadelede önceliğinin değiştiğini resmen ilan etmesi ve İsrail’in güvenliğinin bundan böyle Riyad zirvesine katılan ülkeler tarafından tehdit edilmeyeceğini açıklaması bekleniyor.

Bu bağlamda terörün tüm dünyaya yayıldığını fakat barış tomurcuklarının Riyad’da filizlenmeye başladığını belirten Trump, “Amerika ortak çıkarlar ve güvenlik anlayışı çerçevesinde sizlerin yanında durmaya hazırdır” ifadelerini kullandı.

Ortadoğu ülkelerinin kendi geleceklerini tayin etme konusunda Amerika’nın yardımlarını beklememesi gerektiğini de vurgulayan Trump, bölge ülkelerinin bir tercih yapması gerektiğini belirterek, “mutlu ve güzel bir gelecek ancak teröristleri bölgeden kovarsanız gelecek”

Mescidlerinizden onları KOVUN!
Cemaatlerinizden onları KOVUN!
Kutsal beldelerinize onları ALMAYIN!
Bu dünyayı onlardan TEMİZLEYİN!”ifadelerini kullandı.

Bu hedefler doğrultusunda hiçkimsenin mükemmeliyetçilik arayışı içinde olmaması gerektiğini savunan Trump, “ortak çıkarlar taşıdığımız herkesle ittifak kurmak zorundayız” ifadelerini kullandı ve İslam dünyasının bu konuda açık fikirli ve sorumluluk üstlenen yapıda olması gerektiğini belirtti.

“Bu ortak hedef çerçevesindeki ilk görev, herkesin kötülüğün askerlerini kendi topraklarından kovması olacaktır” diyen Trump, bölgedeki her bir ülkenin kötü adamlara dünyayı dar etmesi gerektiğini belirtti.

Bu konuda bölge ülkelerinin bir kısmının çok ciddi adımlar attığını belirten Trump, Irak ve Suriye’deki operasyonlarından dolayı Ürdün’e, Yemen’deki operasyonlarından dolayı Suudi Arabistan’a, IŞİD’e karşı mücadele ettiği dolayısıyla Lübnan Ordusuna, Afganistan’daki operasyonlarından dolayı Birleşik Arap Emirliklerine, Amerikan üslerine ev sahipliği yapan stratejik müttefik Katar’a, Kuveyt’e ve Bahreyn’e son olarak Taliban’a karşı mücadele eden Afganistan’a teşekkür etti.

Terör örgütlerinin toprak hakimiyetleri ve halklar üzerindeki etkinliğine karşı mücadele edildiği gibi maddi imkanlarının da kısıtlanması gerektiğini belirten Trump, Riyad zirvesinde terörün finansmanını engelleme merkezi kurulduğunu açıklayarak Suudi Arabistan’ın Amerika’nın terör listesinde olan Hizbullah liderlerine geçtiğimiz hafta içerisinde yaptırım uygulama kararı aldığını gururla ifade etti.

Buna rağmen, yapılacak daha çok iş olduğunu vurgulayan Trump, Lübnan’dan Irak ve Yemen’e uzanan bölgede İran’ın etkisinin kesinlikle kırılması gerektiğini söyledi. İran’ın açıkça İsrail’in yok olması ve Amerika’nın yıkıma uğraması için faaliyetler içerisinde olduğunu belirten Trump, “İran bu odadaki birçok liderin de aleyhine çalışıyor” ifadelerini kullandı.

İran’ın bölgedeki en önemli müdahalesinin Suriye’de kendini gösterdiğini ifade eden Trump, İran destekli Esed’in suçları karşısında Amerika’nın harekete geçtiğini ve Suriye ordusu hedeflerine 59 füze fırlattığını belirtti.

İran’da rejimin uygulamalarından en çok muzdarip olanların ise İran halkı olduğunu ileri süren Trump, olası bir İran baharının sinyallerini verdi ve İran yönetiminin bölgedeki tüm devletlerin üzerinde ittifak ettiği barış ittifakı içerisinde yer almayı reddetmesi durumunda bu barış ittifakı çatısı altında olan tüm vicdan sahibi yönetimlerin İran’ı izole etmek için çalışacağını ve İran halkının hakettiği yönetim anlayışına kavuşması için duacı olacağını vurguladı.

Trump, “alacağımız kararlar sayısız hayatı etkilyecek” diyerek, Kral Selman’a tarihi bir dönüm noktası sayılacak bu zirveye ev sahipliği yaptığı için tekrar teşekkür etti. Bugün milyarlarca insanın gözünün Riyad’da olduğunu ileri süren Trump, “çağımızın sorunlarına ilişkin atacağımız adımları bekliyorlar” dedi.

Trump “Kötülükleri kendimizden uzaklaştırabilecek miyiz? Vatandaşlarımızı koruyabilecek miyiz? Yoksa bu zehrin toplumları sarmasına izin verip, yeryüzünün en kutsal beldelerini yağmalamasına müsaade mi edeceğiz? Eğer bu odadaki herkes kararlı bir şekilde tek bir yumruk gibi hareket edebilirse dünyayı tehdit eden terör dalgasını yok ederiz ve geleceği güvenle inşa ederiz. Medeniyetin doğum yeri yeni bir rönesansın başlamasını bekliyor. Yarının neleri beraberinde getirebileceğini düşünün. Bilim, sanat, sağlık ve ticaret alanındaki ilginin insanoğluna nasıl ilham verdiğini düşünün. Harap olmuş kentlerde inşa edilecek kocaman şehirler düşleyin. Yeni iş imkanları, endüstriyel sahalar, milyonlarca insanı kalkındıracak. Aileler artık çıcujlarının geleceği için endişelenmeyecek, aileler artık sevdiklerinin yasını tutmayacak ve inançlı kimseler ibadetlerini korkusuzca yerine getirecekler”işte bunlar barışın getirileri olacak” diyerek İslam dünyasının Amerika’nın ve İsrail’in işlediği cürümler karşısında sessizliğe razı olması durumunda refah seviyesinin yükseleceğini vaad etti.

Trump son olarak “Bana katılın, hep birlikte olalım, beraber çalışalım ve birlikte savaşalım. Çünkü birleşirsek kaybetmeyeceğiz” diyerek konuşmasını bitirdi.

Haber Editörü : Tüm Yazıları