Amerika’nın aşırı sağcı ve cumhuriyetçi başkanı Donald Trump’un çarpık ve hatalı politikaları sonucu, Amerika toplumunda kutuplaşma ve siyasi toplumsal çekişme artarak devam etmektedir.
Rasmussen kamuoyu araştırma merkezinin son raporuna göre, Amerika toplumunun yarısı, Trump’un başkan seçilmesinden sonra, bu ülkede kutuplaşma ve iç çekişmenin arttığına inanıyor. 18-19 Haziran günlerinde yapılan bu kamuoyu araştırması sonucuna göre Amerikalıların yüzde 59’ü Amerika toplumundaki tefrika ve kutuplaşma sürecinin artmasından endişe duymaktadır. Amerikalıların sadece yüzde 10’ü, ülkede tefrika ve iç çekişmenin azaldığına inanıyor. Amerikan Vatandaşlarının sadece 28’i Trump öncesi ve sonrası durumun değişmediğini belirtiyor.
Amerika’da siyasi, toplumsal, kültürel ve etnik uçurumlar yaşanmaktadır. Son yıllarda Muhafazakâr kesimlerle liberal kesimler arasındaki çekişme, cumhuriyetçilerle demokrat partililer arasındaki çekişme zirveye ulaşmıştır. Son başkanlık seçimlerinde ise siyasi ve toplumsal çekişmeler iyice artmıştır. 2016 yılındaki başkanlık seçimlerinde ve Donald Trump’un başkanlık seçimlerine adaylığı, cumhuriyetçi parti içindeki iç çekişmeler zirveye ulaşmıştır.
Trump’un başkan seçilmesi ardından Amerika toplumunda uçurum ve tefrika daha bir artmıştır. Trump başkanlık seçimleri sırasında cumhuriyetçi partisiyle demokrat partisi rakiplerini devre dışı bırakmak amacıyla halk kitlelerinin öfkesini arttırmaya odaklandı. Bu popülist ve aldatmacı çıkışlarıyla Amerika toplumunu daha bir kutuplaştırdı. Bütün militarist ve milyarder kimseleri etrafında toplayan trump, yoksul kesimlerin öfkesine okşayarak siyasi ve ekonomik fesatla mücadele edeceğini ileri sürüp, oy topladı. Toplumun alt kesimlerinin rahatsızlığı ve muhalefetini siyasi ve ekonomik elitlere karşı harekete geçirdi. Trump, yeniden Amerika’yı kalkındıracağız sloganıyla işsiz ve yoksul halk kesimlerini ümitlendirdi. Amerika yönetimi yıllarca sıcak para sosyal refah ve mali ekonomik genişletici politikalar izledikten sonra, nefesi tıkandı ve kemer sıkma programlarını başlatma zorunda kaldı.
Amerika eski başkanı Barack Obama iktidarının son yıllarında ekonomik daralma ve kemer sıkma politikaları başlatıldı. Trump döneminde mali ve parasal daraltıcı politikalar daha hızlı bir şekilde devam etmektedir . Trump sosyal sigortalar ve sağlık sigortaları sistemini kaldırmaktadır. Bu politikalar toplumsal muhalefeti ve çekişmeyi daha da derinleştirmektedir.
Bir gurup, mali disiplin daraltıcı mali ve parasal politikalar izlenmesi gerektiğini belirtirken, diğer bir kesim, sosyal refah ve genişletici mali ve parasal politikaların izlenmesi gerektiğini, yönetimin yoksul ve dar gelirli kesimlere destek olması ve sosyal güvenlik politikaları uygulaması gerektiğini vurguluyorlar.
Aşırı sağcı trump’un başkan seçilmesinden sonra, aşırı ırkçı ve milliyetçi eğilimler canlanıp yükselişe geçti. Amerika toplumunda dini, etnik ve kültürel farklılıklar gündeme gelip, ayrımcı politikalar izlenmeye başlandı. Irkçı guruplar güç kazandı. Beyaz ırkçı kesimlerin zencilere karşı saldırıları, itip kakmaları arttı. İslam ve Müslümanlara karşı da bakışlar olumsuzlaştı. Bu ayrımcı politikalar Amerika iç barışı ve birliği tehdit etmektedir. Şiddet eylemleri de artmaktadır.
Göçmenlere karşı düşmanca tutum, göçmenleri sınır dışı etme kararı da bizzat trump tarafından körüklenmekte ve teşvik edilmektedir. Siyasi ve ideolojik uçurumlar ve kutuplaşmalar tehlikeli boyutlar varmıştır. Bu nedenle Trump’un başkanlık süresi dolmadan evvel görevinden alınması bile gündeme gelmiştir. Amerika toplumunda bu siyasi ve toplumsal çekişme yatıştırılamazsa, Amerika’da siyasi ve toplumsal kalkışmaların da baş göstermesi ihtimali artmaktadır.