Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Cihad’ın Mahiyeti

, kategorisinde, 24 Ara 2014 - 17:38 tarihinde yayınlandı
Cihad’ın Mahiyeti

CİHÂD’IN MAHİYETİ

İslami kavramların içi boşaltılmaktadır. Kirletilmek istenilen İslami kavramlardan biri de cihat kavramıdır. Cihat; çalışmak, uğraşmak, çabalamak, güç ve gayret sarf etmek, mücadele etmek anlamlarına gelir. Düşmana karşı, kutsal bir hedef için yapılan her türlü mücadele/ eylem/ söylem cihadın kapsamı içine girmektedir. Cihat, Allah için ve Allah yolunda yapılan bir ibadettir. Bu ibadetin bir amacı-gayesi vardır. Allah kelimesinin yüceltilmesi ve inkâr edenlerin kelimelerinin alçaltılması için cihat yapılır. Müslümanın en önemli vazifesi, fitne ve fesat tohumlarını yeryüzünden silmek olmalıdır.

Cihat, tıpkı namaz, oruç, hac, zekât gibi Müslümanlara farz olan bir ibadettir. Cihat yapmayanlar kulluk görevinin şuurunda olamayan insanlardır. Özgür/hür insanlar cihattan hiçbir zaman geri durmazlar. Mücadele etmeyenler köle ruhlu insanlardır. Boynundaki zincirleri, ayakları ve kollarındaki prangaları kırmak için mücadele edilmelidir. Bu mücadele insani/İslami bir sorumluluktur.

Cihadı sadece savaş-kıtal-harp olarak tanımlamak bu kavrama zulümdür. Savaş, cihadın bir bölümünü/alanı/safhasıdır. Cihadı yalnız savaşla eşdeğer görenler ne kadar insan öldürürse-imha ederse o oranda sevap kazanacağını sanır. Bu akıl fakiri olan el-kaide kafasıdır-zihniyetidir. Hâlbuki cihat ibadetinde asıl amaç öldürme-yok etme değil yaşatmak-diriltmektir.

Bazıları da cihadı sadece nefisle cihat olarak lanse etmek istiyor. Böylece nemelazımcı insan tipleri oluşturmak isteniliyor. Hâlbuki cihadın birçok çeşidi ve yapılış şekli vardır. Örneğin: Malla cihat, nefisle cihat, elle cihat, dille cihat, kalple cihat, kalemle cihat ya da savaş cihadı, siyasal cihat, kültürel cihat, ilmi cihat, ahlaki cihat, ekonomik cihat vs.

Cihat, şeytana ve nefse olduğu kadar insanlık düşmanı olan müstekbirlere, emperyalistlere, siyonistlere, küfredenlere, azgın kâfirlere karşı da yapılmalıdır. Allah düşmanı olan bu kâfirlere karşı çetin/sert/caydırıcı bir davranış sergilenmelidir. Tağutların, Firavunların, Nemrutların, Yezitlerin, Deccalların, Süfyanların, Münafıkların bir an bile rahat nefes almaları haramdır. Bunlar rahat ettiklerinde mazlum dünya halklarına kan kusturmaktan geri kalmazlar. Zalimler ve zulümleri var oldukça mücadele/cihat sürdürülmelidir.

İslam düşmanları, olumsuz bir İslam algısı/imajı oluşturmak için ifrat eden aşırı gurupları finanse etmektedir. El-kaide, Boko Haram, Eş-Şebab, İşid, Nusra gibi değişik adlarla çıkartılan bozuk vahabi ideolojiyi temel alan bu örgütler, batılı şeytanların ürünleridir. İslami ilerleyişinin önüne geçemeyen emperyalistler kendi destekledikleri, yapılandırdıkları örgütlerle hem Müslümanları birbirine düşürmeyi hem de İslam’ın yüzünü karalamayı hedeflemektedir. Mazlumlara silah doğrultan, kafa kesen, uçkur düşkünü, yağmacı, talancı insanların İslam’la bir bağlantısı yoktur. Müslümanın böyle bir karakteri/ kişiliği/ huyu/ davranışı olamaz. Tüm bunlar, Yezid’in askerlerinin amelleridir. Bu insanlar şeytanın taraftarlarıdır. Bu taife, Büyük Şeytan Amerika, İsrail ve Suud’un gayri meşru çocuklarıdır. Müslümanın Müslümanla savaşı/cihadı olmaz. Mezhebin başka bir mezheple savaşı olmaz. Mazlumun dini Müslümanın mezhebi sorulmaz. Bunu sorgulamak dahi ahlaki değildir, nerede savaşmak. Saldırgan kâfirler ve zındıklara düşmanlık yapılmalıdır. Bağdat ve Şam sokaklarında, caddelerinde çarşılarında, pazarında, camilerinde kendine bomba bağlayıp patlatmak düpedüz ahmaklıktır. Müslüman öldürerek cihat yapılmaz. Bu tür bir savaşın yazarı, çizeri, senaristi hiç kuşkusuz İslam düşmanlarıdır.

Müslümanların maslahatlarına hizmet etmeyen ilmi, kültürel bir çaba cihat kapsamına girmez. Mezhep mensuplarını birbirine kışkırtan her türlü çalışma şeytanın tarafına hizmettir. Bunu ister Şii ister Sunni isterse de vahabi biri yapsın, fark etmez. Müslümanların vahdeti, birliği ve beraberliği her şeyin üzerindedir. Mezhebi ve etnik fitnenin önüne geçilmelidir. Bu tür bozgunculuk faaliyetlerine alet olunmamalıdır. Asıl cihat bu tür cehaletlerle mücadeledir. Müslümanlar arasında nifak tohumu ekmeye çalışanlara fırsat verilmemelidir. Her türlü kışkırtıcılığın/ tefrikanın/ ihtilafın/bahanenin önüne geçmek için kültürel, ilmi bir cihat verilmelidir. Herkese bu konuda önemli sorumluluklar düşmektedir. Çünkü düşman, ümmetin bünyesine sirayet etmek için her fırsatı değerlendirmektedir. Çok dikkatli ve uyanık olunmalıdır. Bu ateşe benzin dökenlere müdahale edilmediğinde hepimiz yanarız. İşte Irak, Suriye, Pakistan… yangın yerine dönmüş.

Büyük kaosalar küçük meselelerin birikmesi sonucu oluşur. İpin ucunu kaçırmamalıyız. Yanlış bir adım geriye dönüşü imkânsız sorunlara yol açar. Bu konuda çok çaba/gayret sarf edilmelidir. Mücahitlere bu konuda büyük sorumluluklar düşmektedir.

Müslümanların en büyük sıkıntılarından biri de siyasi cihadı yanlış kulvarlarda yapmalarıdır. İnsan ya Allah’ın ya da başkasının kuludur. Hem Allah’a hem de başkasına secde/itaat edilmez. Dille ilahi bir düzen istediğini söyleyip, eylemde tağudi sistemlere enterge olmak her ne gerekçe ile yapılırsa yapılsın cihat değil ifsattır, tahriftir, günahtır, ihanettir, ilhâddır, kendini aldatmaktır. Hem ilahi bir sistem kurmak için mücadele/kıyam etmeyen hem de var olan İslami düzeni/İnkılabı/devrimi eleştirmek, lekelemek, çamur atmak, yıkmaya çalışmak ise facianın diğer bir boyutudur.

Beşeri sistemler tüm kötülüklerin kaynağıdır. Faiz, içki, kumar, fuhuş, madde bağımlılığı, hırsızlık, rüşvet vs. ahlaki ve toplumsal sorunlar ilahi bir düzenin olmayışından kaynaklanır. Bu tür sorunlar toplumu ifsat eder. Günümüzün en büyük farzı ilahi bir düzen kurmak için gayret sarf etmektir. Uzun ve acı tecrübeler, beşeri yasaların/maddi ideolojilerin insanlığın sorunlarına çare üretmekte aciz olduğunu kanıtlamıştır. Allah’a kulluk en iyi ilahi/İslami düzenlerde gerçekleşir. Beşeri sistemlere katılım bir anlamda kula kulluktur. Hâkimiyetin/ yasaların/ hukukun kaynağında- temelinde ya Allah vardır ya da kullar vardır. Allah’ın emirlerine muhalif her şey günahtır. Beşeri sistemler, ilahi sistemlere muhalif üretilmiş sistemlerdir. Müslümanların bir tezi olmalıdır. Kur’an ve sünnette sınırları belirtilmiş ve peygamberimizin on yıl bir fiil göstermiş olduğu sistem en ideal olanıdır. Ama makbuliyet çok önemlidir. Bu konuda halkın arzusu- isteği olmalıdır. Mücahit bir tebliğciye düşen en önemli vazife insanların bilinçlendirilmesine yardımcı olmaktır. Tercih insanlarındır. Bu konuda her hangi bir zorlama olamaz. Bu konuda muvahhit âlimlere ve aydınlara çok önemli vazife düşmektedir. Materyalizm putu yıkıldı sıra çatırdayan demokrasi putunu yıkmakta. Put kıran İbrahim misali kaleme ve mürekkebe sarılıp bu putu darmadağın etme zamanı çoktan gelmiştir.

Kısacası; savaş küçük cihat, nefisi ıslah etme büyük cihat, zalimlere karşı hakkı haykırma/mücadele etme en büyük cihattır.
Tüm mücahitlere selam olsun.

Haber Editörü : Tüm Yazıları