İslam dünyasını temsil eden yetkililer ile uzmanların katılımıyla Tahran’da düzenlenen İslami Birlik Koınferansı, Cumhurbaşkanı Ruhani’nin konuşmasıyla bugün sabah saatlerinde başladı.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani konuşmasının başında Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (s.a.v) kutlu doğum gününü tebrik ederek, “Bölgemize hakim olan ortam zor ve üzücüdür; Filistin, Libya, Suriye, Yemen ve Afganistan’da olup bitenler İslami toplumun beklentileri yönünde değil. Halbuki Peygamberimizle İslam’ın mantığı insanlar ve milletlerin özgürlüğü üzerinde kurulmuştur. Fakat günümüzde ABD bölgemizle tüm dünyayı esir almak istiyor. Aramızdaki ihtilaf ise özgürlük ile kölelik arasındaki farka dayanıyor. Onlar herkesin ABD değerlerine saygı duyması mecburiyetinde olduğunu ileri sürüyorlar.” ifadelerinde bulundu.
Ruhani konuşmalarını şöyle sürdürdü: 2. Dünya Savaşı ardındaki en kötü gelişmelerden birisi bölgemizde kanser tümörünün (İsrail) oluşumuydu. Bölgedeki milletlerle devletlere güvenemeyen Batı böylesi bir girişimde bulundu.
Batı ile ABD’nin kötü komplolarına karşı Müslümanların önünde sadece iki seçeneğin var olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı, “Biz ya dini kimliğimiz ile İslam ve Peygamberimizle yaptığımız biattan vaz geçip onların karşısında boyun eğeceğiz; böylece İslam’ın kapılarını ABD’ye açarak canilere kırmızı halı sermiş olacağız ya da zulüm ile zorbalığın karşısında tüm gücümüzle dayanacağız.” diye konuştu.
Ruhani sözlerinin başka bir kısmında şu ifadelerde bulundu: Biz Müslümanlar eninde sonunda galip geleceğiz. Bunu Allah’ın vaadı olduğu için zaferimiz konusunda herhangi bir şüphemiz yok.
Ruhani ilaveten şöyle dedi: Keşke İstanbul’daki olaylar ortaya çıkmasaydı. Biz asla hiçbir Müslüman’ın cinayet işlemesini istemedik. Ayrıca sizin (Suudi Arabistan) mazlum Yemen halkını bombalamanız dolayısıyla tüm Müslümanlar utanç duyuyor. Eğer bir gün İsrail ortadan kalksa veya Yemen’deki savaş sona erse de yine birlikteliğimizi korumalıyız.
Suudi Arabistan yetkililerine de seslenen Cumhurbaşkanı Ruhani, şunları kaydetti: Siz 450 dolar milyar dolar parayı hediye ettiniz. Güvenliğinizi sağlayasınız diye 110 milyar dolar değerinde silah ve teçhizzat aldınız. Oysa ki bu kadar serveti yağmayalan o adam Suudi Arabistan’ı süt veren bir ineğe benzeterek, sizi desteklemedikleri halde iki hafta bile güvende olmayacağınız söyledi. Hiç olmazsa onlardan görünüşte size saygı göstermelerini isteyin. Bu kadar hakareti kabul etmeyin. Neden milli kaynaklarınızı ABD’ye hediye ediyorsunuz. Sizin bölgedeki düşmanınız kimdir? Biz tüm gücümüzle saldırgan güçler ve terör örgütleri karşısında Suudi Arabistan halkını savunmaya hazırız. Irak, Suriye, Afganistan ve Yemen halkına yardım ettiğimiz gibi Suudi Arabistan’a da yardım ederiz, onlardan 450 milyon dolar para istemeyiz, hakaret etmeyiz. Onları kardeşimiz olarak biliyoruz.