Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Pompeo’nun CİA’in Cinayetlerini Örtbas Etme Çabaları

, , kategorisinde, 29 Ara 2019 - 18:08 tarihinde yayınlandı
Pompeo’nun CİA’in Cinayetlerini Örtbas Etme Çabaları

Amerika 11 Eylül olaylarının ardından terörizm ile mücadele bahanesi ile Afganistan’a saldırdı. Bunun ardından Amerika merkezi casusluk teşkilatı-CİA Afganistan’da ve dünyanın birçok noktasında terör eylemleri bağlamında tutukladığı kişilerin çoğunu dünyanın farklı noktalarında yer alan gizli zindanlara taşıyıp onlara işkence yapmaktadır.

Bu mesele ise sinema filmlerinin yapımının esin kaynağı olmuştur. Bu ise geçmişte CİA başkanı da olan Amerika dışişleri bakanı Mike Pompeo’nun olumsuz tepkilerine yol açmıştır.

Yeni yeni sinemalarda görüntülenen Scott Berns yönetmenliğindeki Rapor filmi ise Senato Meclisi’nin İstihbarat Komitesinin 11 Eylül 2001 olaylarının ardından CİA memurlarının işkence yöntemlerini incelenmesi ile ilgili bir filmdir. Pompeo ise Cumartesi günü CİA’in sorgulamak için kullandığı işkence yöntemleri ile ilgili olan bu filmin yayımlanmasına tepki gösterdi. Pompeo Twitter’da yayımladığı mesajda bu filme değinerek CİA tarafından tutuklanan kişilerin terörist olduğu kanısını dayatarak daha önce başkanı olduğu teşkilatta işkence yapmayı izah etmeye çalışıp iyi ve kötü ayrımı yapmaya yöneldi.

Amerika dışişleri bakanı bu mesajda şöyle yazdı: “Rapor filmini izledi. Açık ve net söylemem gerekiyorsa. Kötü insanlar bizim istihbarat ajanlarımız değillerdir. Kötü insanlar ise teröristlerdirler. CİA’de bulunan 11 Eylül’den son bizim güvenliğimizi koruyan eski meslektaşlarıma ve tüm vatanseverlere ” Amerika sizi destekliyor, sizi savunuyor ve sizin arkanızda. Ben de böyleyim.” demek istiyorum.

Amerika 11 Eylül olayının ardından dünya genelinde terörizm ile mücadele çerçevesinde terör eylemleri ile alakalandırılan zanlıları özellikle de El Kaide’ye bağlı üyeleri tutuklama ve sorgulama sistemini oluşturdu. CİA ise yaptığı işkenceleri sorgulamanın gelişmiş yöntemleri kılıfında kullanmaya devam etti. Bu ise daha sonra geniş çaplı eleştirilere yol açıp Kongre’nin de üzerinde araştırmalar yaptığı bir konuya dönüştü.

Bu doğrultuda terörizm ile bağlantılı olmakla suçlanan isimler kaçırıldı ve yargısız bir şekilde Amerika dışındaki gizli zindanlara taşınıp en acımasız bir şekilde sorgulanmaya başlandı. Bu işkence türlerinin en önemlilerinden biri de G. W. Bush döneminde zanlıların sorgulanması için kullanılan suni boğma yöntemi idi. CİA bu yöntemi geniş çaplı bir şekilde kullanmıştı. Zanlıların işkence edilmesi ve bu işkence yöntemlerinin ifşa olunması ile küresel düzeyde de geniş eleştiriler CİA’a yöneltildi. Buna rağmen Amerika insan haklarının savunucusu ve bu alanda öncü olduğunu iddia etmesi durumu daha da kritikleştirmişti.

Aslında CİA memurları birçok durumda şiddet dolu, işkence içeren girişimleri ve insan hakları ihlalleri ile Amerika ulusal güvenliğini korumaya çalıştıklarını iddia ediyorlardı. Amerika hükümeti ise işkencelerin kullanılmasını izah etmek için terörizm ile mücadele ettiğini öne sürüyordu. Halbuki işkence yapmak ve bu yöntemin savunulması insani keramet ile çelişkili olmasının yanı sıra küresel ve iç arenada da şiddetin oluşmasına ve artmasına yol açıyor. 2017 yılının başından itibaren yani Donald Trump’ın iş başına geldiğinden beri CİA başkanı olarak seçilen Pompeo da bir yıl boyunca bu makamda görev yaptığı müddetçe CİA memurları ve ajanlarının insanlık dışı girişimlerini izah etmek için aynı gerekçelere işaret edip bu işkencecileri istihbarat savaşçıları olarak adlandırmıştı.

Pompeo’nun ardından CİA başkanlığına getirilen Gina Hospel ise kendisi de işkence yapma ve bu husustaki belgeleri yok etmekle suçlanan asıl isimlerdendir. Hospel 2002 yılında CİA’in Tayland’daki işkence mekanlarından birinin sorumluluğunu taşımıştır. Hospel bu zindanlarda yapılan işkencelerin görüntülerini yok eden isimlerden biridir. Bu konu ise CİA başkanlığı koltuğuna oturduğu dönemde ciddi tartışmalara yol açtı.

Hospel 2005 yılında Tayland işkence mekanları ile ilgili onlarca görüntü videosunun yok edilmesi talimatını vermişti. Hospel Senato’daki güvenlik oyu alma oturumunda bu video kasetlerinin yok edilmesini onaylayarak hedefinin CİA memurlarının hüviyetinin gizli tutulması olduğunu öne sürdü. Gerçekte CİA’in mevcut başkanı kendisi işkence yapanlardan biri olmuştur. Bu yüzden Pompeo’nun da eski meslektaşlarının cinayetlerini izah etmeye çalışması da şaşırtıcı bir konu değildir.

Etiketler:
Haber Editörü : Tüm Yazıları