Aydın’ın içinden geçerek birçok tarım alanını sulamada kullanılan Büyük Menderes Nehri’ndeki kirlilik oranı 4’üncü dereceye ulaştı. | Anadolu Haber
Ege Deniz’ine dökülen Büyük Menderes Nehri, son yıllarda en kirli dönemlerinden birini yaşıyor. Türkiye genelinde kuraklık yaşayacak iller arasında gösterilen Aydın Ovası’nın sulamasında kullanılan Menderes Nehri’nde kirlilik oranının 4’üncü dereceye kadar çıkması gelecek için endişe yaratıyor.
Atık sulara karışan kimyasal maddeler nedeniyle nehrin üzerinde beyaz birikintiler oluştu. Suyun rengi ise kirlilikten siyaha dönüştü.
“Kirlenmenin nedeni, endüstriyel atık sular”
Çevre Mühendisi Nilgün Böcekli, Türkiye genelinde kuraklık tehlikesinin olduğunu, en büyük sorunun gelecekte susuzluk olacağını belirterek şöyle konuştu:
“Su için bugünden mevcut bakanlıklarımızın, belediyelerimizin arıtma tesisleriyle ilgili çalışma yapmamız gerekmektedir. Derelerimizin, çok yoğun kirliliklere sahip olduğunu biliyoruz. Büyük Menderes Havzası içindeki Büyük Menderes Nehri 584 kilometre uzunluğunda ve 100’üncü kilometreden itibaren de kirlenmeye başlıyor. Kirlenmenin en büyük nedeni; endüstriyel atık suların Büyük Menderes Nehri’ne atılmasıdır. Birçok arıtma tesisinin doğru çalışmaması, tarımda doğru sulamanın yapılmaması, katı atıkların Menderes Nehri’ne atılmış olması ve benzeri nedenlerdir. Burada kirlilik olayı, son aşama olan 4’üncü derecededir. Çok küçük derelerimiz var. Hiç tereddüt etmeden bu derelere de atıklarımızı dökerek kirliliğe neden oluyoruz.”
“Büyük Menderes Nehri çöple dolu”
Büyük Menderes Nehri’nin çöp atma merkezi haline geldiğini anlatan Böcekli, alınması gereken önlemler hakkında şunları söyledi:
“2021 yılı içinde bir şeyler yaparsak, gelecek yıl belki yüzde 2 oranında kuraklığı azaltabiliriz. Bu yüzde 2’de, aslında çok büyük bir rakamdır. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada, insanlığın kuraklık konusunda duyarlı olması gerekiyor. ‘Denizi sıcak karası çöl’ dediğimizde Türkiye’nin kendi öz florasının yok olduğu anlamına gelmekte. Bunun için de ağaçlar ile hayvan ve böcek türlerinin yok olması, gelecekte insanoğlunun zor şartlar altında yaşayacağı anlamı çıkıyor.”