Bakanlar kurulu oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Ruhani şöyle dedi:
İsrail ve S. Arabistan rejimleri, Amerika’nın radikal kanatları ve inkılap karşıtları ta baştan KOEP nükleer anlaşmasına karşı çıktılar ve sürekli anlaşmayı sabote ettiler; ardından sefih bir adamı buldular, çevresini alıp ona eğer sen KOEP’den çekilirsen anlaşma yok olur, dediler; yani Trump’a 24 saat sabrettiği takdirde İran KOEP’den çekilir ve tüm dünya İran KOEP’den çekildi, der ve tüm sorumluklar İran’ın üzerine yıkılacağını söylediler.
Cumhurbaşkanı Ruhani şöyle devam etti:
Ancak tüm bu hesaplar yanlış çıktı ve onlar da hiç bir temel hedefine ulaşamadı. Onların temel hedefi bu nizamı çökertmek ve ekonomisini dağıtmaktı, ki bunu başaramadılar.
Ruhani şöyle ekledi:
KOEP anlaşmasında İran’ın nükleer sanayii iktidarlı bir şekilde ayakta kaldı ve İran Atom Enerjisi Kurumu İAEK güçlü bir şekilde uranyumu yüzde 20 ve yüzde 60 kadar zenginleştirebileceğini ortaya koydu. Hatta eğer bir gün nükleer reaktörlerimiz yüzde 90 zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyaç duyacak olursa, bunu üretmekte de hiç bir sorunumuz yoktur ve barışçıl amaçlı her türlü çalışmayı yapabiliriz, ki bu da İran’ın sergilediği güçtür. Onlar Fordo nükleer tesisleri açık kalabileceğini ve nihayetinde sadece 100 santrifüjle çalışacağını, bu tesisler ve Arak ağır su tesisleri eski özelliklerini koruyamayacağını zannediyordu; ancak tüm bunlar İran milletinin direnişi sayesinde gerçekleşti; çünkü müzakerelere dayanak ve destek gerekliydi.
Cumhurbaşkanı Ruhani konuşmasının devamında sarf edilen çabalar ve milletin direnişi sonucunda BM güvenlik konseyinin İran’ı BM bildirgesinin 7. maddesinin kapsamına aldığı kararnamesini feshetmeyi başardıklarını belirterek, bu başarı BM tarihinde eşsiz veya eşine ender rastlanan bir başarı olduğunu vurguladı.