Amerika liderliğindeki sözde IŞİD ile mücadele koalisyonu özellikle İngiltere ve fransa ile almanya savaş uçakları terörizmle mücadele adına Irak ve Suriye’nin alt yapılarını bombalayıp imha etmekte, Irak ordusu ve Suriye ordusuyla halk direniş güçlerini, hatta sivil merkezleri bombalarıyla masum insanları katliamdan geçirmektedirler.
Amerika liderliğindeki koalisyon güçleri uçakları Musul şehrine saldırıp, bu şehirin doğusuyla batısını birbirine bağlayan köprüyü de imha ederek, sivil insanların Tekfirci DAEŞ teröristlerinin elinden kaçıp kurtulmalarını da engellemeye çalışmaktadır. Dicle üzerindeki köprülerin bombalanıp imha edilmesi sonucu, Musul halkının diğer bölgelere gitmesini engelleyip DAEŞ’e esir olmalarına sebep olmaktadır.
Amerika liderliğindeki koalisyon güçleri uçakları ayrıca Suriye’nin doğusundaki bir yerleşim merkezini bombalayıp en az 22 suriyeliyi katlettiler. Onlarca İnsanı da yaraladılar.
Amerika liderliğindeki DAEŞ ile savaş koalisyonu eylül 2014 tarihinde kuruldu ve Irak ile Suriye’deki DAEŞ mevzilerine saldırılar başlattı. Ancak gerçek ve ciddi bir şekilde DAEŞ ile savaş başlatmadı. Hatta DAEŞ’e her iki ülkede silah ve mühimmat kolilerini hava indirme operasyonuyla askeri yardımlar yaptı. DAEŞ’in sıkıştığı durumlarda Irak ve Suriye ordularını bombaladı. Amerika ve müttefiklerinin bu komplocu girişimlerine rağmen son 2016 yılının başlarından itibaren Irak ordusu ve Irak Halk güçleri, Ramadi ve Tikrit gibi bölgeleri hunhar DAEŞ katiller sürüsünden temizlediler. Irak’ta DAEŞ ile Amerika liderliğindeki koalisyon güçlerinin saldırı ve bombardımanları sonucu Irak’ta büyük tahribat meydana gelmiştir. Nitekim uzmanlara göre, Musul başta olmak üzere DAEŞ’in tahribatından dolayı Irak’ın yeniden onarılması ve kalkınma sürecine girebilmesi en az on yıl sürecektir. Irak ve Suriye’de DAEŞ ve diğer tekfici yıkıcı terör örgütlerinin varlığı Amerika’nın Irak’ı işgal etmesinin bir sonucudur.
DAEŞ en karmaşık bir terör örgütüdür. Bu vahşi ve Vahhabi terör örgütü, gizli görevlerini yerine getirmek için, Amerika ve ırkçı İsrail ile gerici dikta Arap rejimleri olan Suudi krallık rejimi gibi bazı bölge ülkelerindeki rejimler tarafından kurdurulup beslendi. Amerika ve bölgesel işbirlikçileri Ortadoğu da tekfirci terör örgütleriyle karmaşık bir ilişki kurmuş bulunuyorlar. Bazen bu terör örgütünü destekliyor ve gerekli gördüklerinde de onlara karşı savaş açıyorlar.
Amerika ve işbirlikçisi Suudi hanedan rejimi DAEŞ ve diğer tekfirci terör örgütlerini destekleyerek Irak ve Suriye halkına büyük can kaybı verdirdiler. Bu ülkelerin Tarihi eserlerini siyonism rejim lehine imha ettiler yahudi yağmalanmasına sebep oldular. Bundan amaçları Irak ve Suriye halkını tarıhi köken ve kimlikten arındırmaktır. Irak halkı gibi, suriye halkı da DAEŞ ve tekfirci teröristlerle destekçilerinin saldırıları sonucu büyük bir yıkıma ve maddi zarara uğratıldılar. Nitekim Suriye’de terörizmin imhasından ve bu ülkede barış ile güvenliğin sağlanmasından sonra, suriye’nın yeniden onarılıp eski kalkınma süreci noktasına ulaşabilmek için onlarca yıl alacak ve tahribatı gidermek için en az 300 milyar dolar yatırımın yapılması kaçınılmaz olacak. Demek ki Amerika liderliğindeki koalisyon güçleriyle DAEŞ Irak ve Suriye halkına felaket ve insani facia ve yıkımdan başka bir şey getirmediler.