Avrupa merkezli Suudi İnsan Hakları Örgütü, Riyad yetkililerinin 15 tutuklu hakkında idam cezası verdiğini ifşa ederek, bu kararlarla idam yüzünden ölüme maruz kişi sayısının 53’e yükseldiğini, bunlardan 8’inin çocuk olduğunu duyurdu. | Anadolu Haber
Daha önce de Arap Yarımadasında İnsan Haklarını Savunma Komitesi, Arabistan’ı “idam ve korku ülkesi” niteleyerek, bu ülkede siyasi tutuklular ve sivil ve insan hakları aktivistler başta olmak üzere yeni katliam dalgası hakkında uyarıda bulunmuştu.
Komite Riyad ağır ceza mahkemesinin siyasi tutuklulardan protestocular ve aktivistlere kadar Suudi vatandaşlar aleyhinde verdiği kararların ardından bu ülkede insani ve insan haklarının tehlikeli durumunu inceleyen bir açıklama yaptı.
Komite, Suudi mahkemenin kendi düşünce ve inançlarını sosyal medya veya barışçıl yürüyüşlerle dile getirdiklerini ve özgürlük, adalet ve sosyal eşitlik taleplerinde bulundukları için hakkında idam cezası verdiğini belirterek, bu kararların keyfi olup, Riyad’ın insan haklarına uyduğu ve idam kararını iptal ettiğine dair iddialarının yanlış olduğunu gösterdiğini belirtti.
Komite ayrıca, Yusuf el Minasif, Abdulmecid en Nemr, Cevad Kariris, Fazıl es Safvani, Ali el Mebiyek, Muhammed el Libad, Muhammed el Ferec, Ahmed Al-i İdğam, Hasan Zeki Al-i Ferec ve Ali es Sabiti’nin yasal yaş altında olduklarına rağmen haklarında toplu idam kararı verildiğini vurguladı.
Arabistan’da hakkında idam kararı verilen bu kişilerin tutuklanma ve cezaya çarptırılmaları hakkında hiç bir güçlü kanıt sunulmamakta.
Örneğin Yusuf el Minasif’e yöneltilen suçlama, “Güvenlik güçlerince ateşli silahla öldürülen bazılarının cenaze törenine katılmak, gösterilere katılıp, yönetim karşıtı sloganlar atmak, fitne çıkarma ve güvenliği bozmaya çaba göstermek, grev, protesto ve eylemlere teşvik etmek, terör çetelerine katılmak ve güvenlik güçlerine ateş etmek.”tir
Bu arada Arabistan’da idama çarptırılanlar, idamdan önce ruhi ve fiziksel işkencelerden geçiriliyor. Avrupa merkezli Suudi İnsan Hakları Örgütü’nün gözlemlerine göre, bu kişiler, tutuklandığı andan itibaren sadece kendileri işkenceye ve kötü muameleye maruz kalmıyor, hatta ailelerine de kötü muamele yapılıyor.
Ancak Sudi Arabistan’da idamların artarak sürmesinin nedenlerine bakınca, bu rejimin insan hakları ile ilgili uluslararası belgelerden hiçbirine bağlı kalmadığı görülüyor. Çünkü Suudi rejimi bu belgelerin hiçbirini kabul etmemiştir. 1948 tarihlli Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi, 1966 Evrensel Sivil ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, 1966 Evrensel, Ekonomik, Toplumsal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi, Arabistan’ın kabul etmediği uluslararası belgeler arasında yer almakta.
Öte yandan Riyad’ın siyasi ve yargı sisteminde insan hakları, olumsuz bir anlam ve kavram sayılıyor. İnsan haklarından söz etmek, ülkede mevcut durumu eleştirmek anlamına geliyor.
Bu arada, Suudi Arabistan, esasen güncel Anayasaya sahip değil.
Yargı sistemi açısından da konuya bakıldığında, bu ülkenin yüksek yargı kurulu, yargının başındaki organ olarak 11 kişilik üyeleri kral tarafından atanıyor.
Başka bir konu da, Suudi Arabistan’ın örgütler ve ülkeleri susturmak için kendi petro-dolarlarını yoğun şekilde kullanıyor. Nitekim Uluslararası Af Örgütü, ekim 2013’te Riyad’ın para ile, uluslararası camianın bu ülkede insan hakları durumunu eleştirmesine engel olduğunu duyurdu.