Kulak arkasında ağrı ve uğultu hissi, yüzün bir tarafında gözün tam kapatılamaması, ağız kenarında normal tarafa doğru çekilme gibi belirtiler yüz felci habercisi olabilir.
Uzmanlar, kış aylarında soğuk ve rüzgarlı havaya maruz kalınması nedeniyle oluşan yüz felcinin tedavi edilmediği takdirde kalıcı olabileceğini belirtti.
Memorial Ankara Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Funda Uysal Tan, yüz felci ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Aşırı soğuğa maruz kalındığında ıslık çalınamıyorsa dikkat edilmesi gerektiğini belirten Dr. Tan, “Yüzün mimik kaslarına giden sinirlerde, özellikle kulak içerisindeki ve kulak arkasındaki kemikte seyri sırasında, ortaya çıkan ödem ve iltihaplar yüz felci şeklinde kendini göstermektedir. Rahatsızlığın teşhisinde kişiden ıslık çalması veya nefesini üflemesi istenmektedir. Yüz felci geçiren kişiler bunları yapamamaktadır. Daha ileri olgularda çiğneme güçlüğü ve ağızdaki kaymadan dolayı yutma güçlüğü problemleri görülebilmektedir. Ayrıca uyurken yüzün problemli tarafındaki göz tam kapanmadığı için göz kuruluğu ve enfeksiyon riski de ortaya çıkmaktadır.” dedi.
KIŞ AYLARINDA YÜZ FELCİNDEN KORUNMAK İÇİN ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Doç. Dr. Funda Uysal Tan yüz felcinden korunmak için şu tavsiyelerde bulundu:
“- Soğuk ve rüzgarlı havalarda yüz ve kulak iyi korunmalıdır. Kış aylarında bere ve kulaklık kullanımı yüz felcine yakalanma riskini azaltacaktır.
– Ani ısı değişimlerinden kaçınılmalıdır. Aşırı sıcak bir ortamdan soğuğa çıkarken mutlaka önlem alınmalıdır.
– Islak saçla dışarı çıkmamaya özen gösterilmelidir.
– Kış aylarında gribal enfeksiyonlar ve kulak enfeksiyonları da yüz felcine yatkınlığı artırmaktadır. Bu nedenle bağışıklık sistemi güçlendirilmelidir.
– Salgın hastalıkların neden olduğu yüz felcinden korunmak için kalabalık ve iyi havalandırılmamış ortamlardan uzak durulmalıdır.
– Uyku ve beslenme düzenine her zamankinden daha çok dikkat edilmelidir.
– Stresten mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
– Yaşlıların, diyabetiklerin, bağışıklık sistemini baskılayan kronik hastalığı olanların ve gebelerin yüz felcine yakalanma riskleri daha fazladır. Bu kişiler, yüz felcine yakalanmamak için alınması gereken önlemlere herkesten daha fazla dikkat etmelidir.”
Tedaviye erken başlanılmasının iyileşmeyi hızlandırdığını söyleyen Tan, “Yüz felcinin tedavisinde, sinir üzerindeki ödem ve iltihabın hızlıca ortadan kaldırılması ile fonksiyonların yeniden kazanılması amaçlanmaktadır. Vakaların büyük çoğunluğu birkaç hafta içinde tama yakın düzelme gözlemlenmektedir. Yüz felci, hastaların küçük bir kısmında hafif veya daha nadiren ileri düzeyde kalıcı etkiler bırakmaktadır. Bu nedenle yüz felci olgularında tedaviye erken dönemde başlanması, bunun egzersiz ve gerektiğinde fizyoterapiyle desteklenmesi hem iyileşmeyi hızlandırmakta hem de kalıcı hasar olasılığını azaltmaktadır. Medikal tedaviye yanıt alınamayan kişilerde cerrahi tedaviler gündeme gelebilmektedir.” diye konuştu.