Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Azgın kapitalizmin askeri maşası NATO’nun İslam Ülkelerine yayılma çalışmaları

, , kategorisinde, 22 Kas 2016 - 08:46 tarihinde yayınlandı
Azgın kapitalizmin askeri maşası NATO’nun İslam Ülkelerine yayılma çalışmaları

NATO barış ve demokrasi ve refah adına azgın kapitalizm’in en vahşi askeri ve güvenlik maşası olarak fars körfezi İslam ve Arap ülkelerine de yayılmaya çalışıyor.

Kuveyt emirliği NATO ile işbirliği sürecini geliştirmek üzere NATO temsilcilik bürosunu bu ülkede açmaya hazır olduğunu bildirdi.

NATO işgal gücü 2004 yılındaki İstanbul zirvesinde “İstanbul İşbirliği Girişimi” adı altında enerji zengini Körfez ülkelerini denetim altına almak amacıyla bu ülkelere terörle mücadele, sınır güvenliği, NATO tatbikatlarına katılma, kitle imha silahlarına karşı koruma gibi alanlarda pratik işbirliği imkanları sunduğunu iddia edip, yeni bir yayılmacı plan hazırladı. NATO bu karanlık plana göre, büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika planını uygulamak amacıyla harekete geçti.

O dönemin NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer Bahreyn’deki toplantıda Fars Körfez ülkelerine İran korkusunu aşılamaya çalıştı ve İran’ın nükleer çalışmalarının bölgesel istikrara tehdit oluşturduğunu iddia etti. Amerika ve NATO, Irak halkının Saddam rejimini devirmesi, demokratik ve seçimlere dayalı devlet düzeni kurma çalışmaları ve Amerika işgaline son verme girişimleriyle İran İslam cumhuriyetinin demokratik ilerici İslami devlet düzenini Fars körfezi işbirliği konseyinin gerici hanedan rejimlerine büyük tehdit oluşturduğunu iddia etmekte ve bu yoldan bu ülkeleri işgal altında tutmaya, petrollerini sömürmeye , silah satıp vurgun yapmaya razı etmiş bulunuyorlar.

İstanbul İşbirliği Girişimi ABD’nin Fars körfezi işbirliği konseyi üyesi ülkelerdeki askeri varlığıyla birlikte NATO yedek destek gücü olarak bu ülkelerde varlık gösterip, Amerika’nın yükünü hafifletecek. Fars Körfez İşbirliği Konseyi monarşi rejimleri olan Bahreyn, Kuveyt, Katar, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri bölge ülkelerindeki halkların demokratikleşme, bağımsızlık ve özgürlüklerini bastırmak amacıyla Amerika’nın sultasını kabul etmekle kalmayıp NATO’nun da güvenlik şemsiyesi altına girmeye can atıyorlar.

Amerika ve NATO’nun Fars Körfezi işbirliği konseyi üyesi ülkelerde varlık göstermelerinin asıl nedeni, siyonist İsrail rejiminin gayri meşru varlığını korumak, halktan kopuk gerici hanedan Arap rejimlerini İsrail rejimiyle işbirliğini geliştirmek ve onları Filistin halkının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesini desteklemekten alıkoymaktır. Bu bağlamda Kuveyt Emirliği Amerika ve NATO askeri güçlerini silahlı bir şekilde şehirlerde dolaşmaya izin verdi.

Amerika NATO’yu dünya jandarmasına dönüştürmüş bulunuyor. NATO’nun görevi, Amerika ve Avrupa’daki sermaye temelli düzeni korumak, kapitalist sisteme muhalefet edenleri bastırmak, İslam ülkelerini terörizmle mücadele adına Afganistan, Irak ve Libya örneğinde olduğu gibi işgal etmek, Irak ve Suriye’de terör örgütlerini desteklemek, Afganistan’da olduğu gibi uyuşturucu madde üretimi ve kaçakçılığını destekleyerek terör örgütlerine finans kaynağı oluşturmak ve bölge ülkelerini uyuşturucu madde ile zehirleyip, iç barış ve güvenliğini sarsmaktır. NATO ayrıca nükleer silahı olmayan ülkelere karşı gerektiğinde Nükleer silah kullanacağını açıkça ilan etmiş olan bir nükleer terör örgütüdür.

Amerika ve NATO’nun şemsiyesi altına sığınmış olan Suudi krallık rejimi, Katar ve birleşik Arap emirlikleri Irak, Suriye, Afganistan, Pakistan ve Libya’da tekfirci terörsitleri silahlandırıp besleyen dikta rejimlerdir. İşte NATO demokratik değerleri savunan ülkelerin ittifakı değil, Terörist ve gayri meşru İsrail rejimini de Akdeniz Diyaloğu ittifakı içine alıp koruyan terörist ve çirkef mahiyetli olan demokrasi, özgürlük ve eşitlikle barış ve bağımsızlık isteyen milletlere ve ülkelere karşı sermaye hakimiyetini koruyup kollayarak bir askeri, güvenlik ve istihbarat örgütüdür.

Haber Editörü : Tüm Yazıları