Irak Başbakanı Haydar İbadi, Irak Kürdistan bölgesinde bağımsızlık referandumunun düzenlenmesini bu ülke anayasasına aykırı olarak niteledi.
Irak Kürdistan bölgesinde faaliyet yapan partiler, 7 Haziran tarihinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin de bulunduğu toplantıda, 25 Eylül 2017 tarihinde Kürdistan’ın Irak’tan ayrılmasını öngören referandumun düzenlenmesini kabul ettiler.
Irak Kürdistan bölgesinin bağımsızlığına karşı yoğun muhalefet ve tepkilere rağmen, Mesut Barzani, Irak’taki mevcut durumdan su istifade etmek suretiyle Kürtler’in çıkarlarını bile göz ardı edip ve Irak’ta siyasi ortamı aşiretsel gerilime sürüklemeyi göze alarak, her ne pahasına olursa olsun, kendi kanadının belli çıkarları doğrultusunda bu ortamdan yararlanmaya çalışıyor.
Irak Ulusal Güvenlik Eski Danışmanı Muvafak Raibi referandumu kolaya kaçış taktiği olarak niteleyerek, şu şekilde bir analiz yaptı:
“Dünyada çoğunluk ülke, referandumu reddetmiş, sadece israil ve Suudi Arabistan buna destek vermiştir”.
Irak Kürt yetkilileri, ortam oluşturma doğrultusunda, Kürdistan’ın bağımsızlığının sadece Iraklı Kürtler’in kalkınma ve ilerleme yolunu açacağını lanse ediyorlar, oysa, bu bölgenin nüfus ve güçlü ekonomi gibi bağımsızlık için gereken alt yapıya sahip olmadığı biliniyor.
Mesut Barzani, Kürdistan bölgesinde bağımsızlık referandumunun düzenlenmesini ısrarla dile getiriyor, hal bu ki, Iraklı yetkililerinin yaptığı açıklamalara göre, referandum Irak yasaları ve anayasasına aykırı bir girişimdir ve anayasaya aykırı olan herhangi bir karar ve girişim, geçerli değil.
Bu yüzden Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani’nin sözkonusu açıklama ve yaklaşımı, Irak anayasasıyla mücadele şeklinde yorumlanıyor.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi yetkilileri, referandum konusunda ısrarcı davranırken, Kürtler kendileri 1917 ve 2005 yıllarında iki kez birleşik Irak çerçevesinde kalmayı ve anayasaya bağlı olmalarını tercih ettiler.
Bu çerçevede, Kürdistan bölgesi, Irak toprak bütünlüğünün bir parçası sayılıyor ve anayasa uyarınca federal olarak yönetiliyor.
Esasında, Irak Kürdistan bölgesinin bağımsızlık konusu, sadece yerel ve ulusal boyutu olan bir konu değil, bölgesel ebadı da var ve İran, Türkiye ve Suriye için büyük önem arzediyor.
Irak’ın yanısıra, Ankara, Tahran ve Şam, Kürdistan bölgesinin bağımsızlığını reddederek, sarih biçimde, bu yaklaşımın bölgenin zararına ve yabancıların bölgeyi parçalama planları doğrultusunda olduğunu ilan etmişlerdir.
Irak Silahlı Kuvvetleri’nden Emekli General ve stratejist Vafik Samarai, Kürdistan’ın Irak’tan ayrılmasına yönelik çabalara işaretle, Irak halkının katiyetle Kürdistan’ın ayrılmasına karşı olduğunu belirterek şöyle değerlendirmede bulundu:
“Irak kamuoyu, Kürdistan bölgesinin ayrılmasına karşıdır; Türkiye de Kürdistan’ın Irak’tan ayrılmasını delilik olarak görüyor, Suriye’de hakeza.”
Samarai sözlerine şöyle devam etti: İsrail ve Suudi Arabistan, açık şekilde Barzani’nin art niyetli planını destekleyen tek taraflardır.
Yabancıların türlü türlü plan ve komplolarına maruz kalan Ortadoğu’da Irak’ta Kürtler’in ayrılıkçı hareketi, bölge sorunlarını daha da derinleştirip, karmaşık hale getirebilir.
Bu şartlar altında, Mesut Barzani’nin siyasi hamlıkları, Irak Kürdistan bölgesinin çıkarlarını karşılamaktan ziyade bu bölgesinin zararınadır ve Ortadoğu bölgesi pratik, tsunami etkisiyle bölünebilir.
Bu da sadece sultacı güçlerin yararına olacak.