Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Avrupa Birliği’nin son dönemde giderek artan aşırı sağcı akımlara ve korumacı politikalara rağbet etmeyerek tüm dünya için bir umut olduğunu belirterek, “Eğer AB son zamanda yükselen aşırı sağ, ırkçılık ve İslam düşmanlığı hususlarında ilkeli bir duruş sergileyebilirse bu başarısı güçlenerek devam eder ve biz de AB’yi ilham kaynağı ve referans olarak almaya devam ederiz” dedi.
‘Bağlarımız yüzyıllar öncesine dayanıyor’
9 Mayıs Avrupa Günü etkinlikleri kapsamında Ankara’da Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda (CSO) program düzenlendi. Etkinliğe Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, diplomatik ve askeri temsilciler ile çok sayıda davetli katıldı. Programın ev sahibi konumundaki Berger, konuklarını kapıda karşıladı. Etkinlikte orkestra eşliğinde konser de gerçekleştirildi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, davetlilere yaptığı konuşmada Türkiye’nin yüzyıllardır Avrupa’nın bir parçası olduğunu belirterek, “19 yıldır Türkiye’de Avrupa Günü’nü kutluyoruz ama Türkiye’nin Avrupa’yla bağları 1960’lara değil, bundan yüzyıllar öncesine dayanıyor. Türkiye yüzyıllardır Avrupa’nın bir parçası. Avrupa’nın tarihi Türkiyesiz yazılamadığı gibi Avrupa’nın entegrasyon süreci de Türkiyesiz hiçbir zaman tamamlanamayacaktır. Avrupa büyük bir başarı hikayesi 512 milyon insan barış ve refah içinde yaşıyor, bu anlamda büyük bir başarı hikayesi” şeklinde konuştu.
“Referans almaya devam ederiz”
Avrupa Birliği’nin son dönemde giderek artan aşırı sağcı akımlara ve korumacı politikalara rağbet etmeyerek tüm dünya için bir umut olduğunu aktaran Şimşek, şöyle konuştu:
“Son dönemde korumacılık tuzağına düşmediği için Avrupa Birliği dünya için bir ümittir. Eğer AB son zamanda yükselen aşırı sağ, ırkçılık ve İslam düşmanlığı hususlarında ilkeli bir duruş sergileyebilirse bu başarısı güçlenerek devam eder ve biz de AB’yi ilham kaynağı ve referans olarak almaya devam ederiz. Yakın dönemdeki tartışmaları bir kenara bırakırsak bugünkü anketler bile hala Türk vatandaşlarının çoğunun Avrupa’yı gelecek inşasında olmazsa olmaz olarak görüyor. Türkiye’nin sadece Avrupa yakasının nüfusu 11 AB üyesi ülkenin nüfusundan daha büyük. İstanbul ve Trakya’da yaşayanların nüfusu ki fiziken Avrupa’nın bir parçası, birçok Avrupa birliği ülkesinden daha büyük. Türkiye geleceğini Avrupa’da görüyor, yakın dönemde yaşadığımız sıkıntılar geçicidir. Ben inanıyorum ki Türkiye’nin üyelik noktasındaki kararlılığı güçlü bir şekilde devam edecek ve ilişkiler tekrar rayına girecek.”