Batılı ülkelerin planları İslam dünyasını mahvetti.
Milyonlarca insan ya katledildi ya da mülteci oldu. Ülkeler bölündü, bölgenin yeraltı kaynakları yabancıların kontrolüne geçti. Haçlı kafasının nasıl çalıştığını ortaya koyan bir rapor hazırlayan Birleşmiş Milletler ise insanlık dramını sadece maddi açıdan ele alarak Arap Baharı’nın bölgeye maliyetinin 614 milyar dolar olduğunu açıkladı.
ABD–İsrail ikilisinin 11 Eylül saldırılarının ardından “Haçlı seferi” diyerek sahneye koyduğu Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) İslam coğrafyasını kan gölüne çevirdi. BOP’un hedefi olarak da 22 İslam ülkesinin sınır ve rejimlerini ABD–İsrail çıkarları doğrultusunda değiştirmek olarak açıklandı.
Afganistan’dan başlayan işgaller Irak’la devam etti. 2004 yılında taktik değiştiren ABD, işgalleri kendi askerleri yoluyla değil, hedef ülkelerde iç karışıklıklar çıkarma yoluyla gerçekleştirme kararı aldı. Adına Arap Baharı denilen bu yöntemle daha çok kan döküldü, kaos daha da derinleşti. İlk olarak fitili Tunus’ta yakılan Arap Baharı isyanlarıyla içeriden desteklenen terör örgütleri ve dışarıdan getirilen teröristler tarihin görmediği vahşetlere imza attı. Tunus ile başlayıp Mısır ile devam eden Arap Baharı adı altındaki iç çatışmalar Libya’da zirveye çıktı.
Libya’da on binlerce kişi öldü, milyonlarca kişi mülteci durumuna düştü. Ülkenin zengin petrol ve doğalgaz kaynakları ise ABD ve Fransa başta olmak üzere batılı ülkeler tarafından paylaşıldı.
Ve Suriye . . . Arap Baharı adı altındaki iç savaş yoluyla işgal operasyonu Suriye’yi de kan deryasına dönüştürdü. Yaklaşık 5 yıl önce başlatılan iç savaş, ülkede tarihin en kanlı döneminin yaşanmasına neden oldu.
Ülke parçalanırken yüz binler katledildi, 10 milyondan fazla insan evini terk ederek, ülke içinde ve dışında sığınmacı durumuna düştü. Sadece Türkiye’ye gelen Suriye sayısı 3 milyonu geçti.
BM’nin kafası hala maddiyatta
İslam dünyasını yok etme projesinin vahşice uygulamasını sadece izleyen Birleşmiş Milletler (BM) tüm olaylara nasıl baktığını da ortaya koydu. BM, Arap Baharı hareketlerinin bölgedeki büyümeyi 2011 yılından bugüne kadar 614 milyar dolar aşağı çektiğini açıkladı.
Birleşmiş Milletler Batı Asya Sosyal ve Ekonomik Komisyonu (ESCWA) tarafından hesaplanan miktar, bölgenin 2011 ile 2015 arasındaki toplam gayrisafi yurtiçi hâsılasının (GSYH) yüzde 6’sını oluşturuyor.
ESCWA’nın hesaplamasına yalnızca siyasi istikrarsızlıktan doğrudan etkilenen ülkeleri değil, sığınmacılar, döviz kaybı ve turizmdeki düşüş nedeniyle dolaylı olarak etkilenen bölge ülkeleri de dahil etti.Suriye’de 2011’den bu yana GSYH ve sermaye kayıplarının miktarı 259 milyar dolarak hesaplandı.
Bilanço çok ağır!
BM’nin sadece maddi kayıp açısından yaklaştığı Arap Baharı’nın bölgeye ve Türkiye’ye olumsuz etkilerini şu şekilde sıralamak mümkün:
1- Milyonlarca Müslüman katledildi.
2- İnsanlık tarihinin en vahşi işkenceleri sahneye kondu.
3- Sözde İslami örgütler kullanılarak Müslümanlar arasında mezhep savaşları körüklenmeye çalışılıyor.
4- Milyonlarca insan sığınmacı konumuna düştü. Akdeniz ve Ege terörden kaçıp canını kurtarmak isteyenler insanların cesetleriyle doldu.
5- Ülkeler bölündü, şehirler harabeye döndü. Bölge İsrail’in Arz-ı Mev’ud hayaline uygun hale getirilmeye çalışılıyor.
6- İslam coğrafyasının zengin yeraltı kaynakları müslüman görübümlü münafıklar tarafından ABD ve İsraile peşkeş çekiliyor.
7- İslam medeniyetinin köklü şehirleri ve eserleri yok edildi. Camiler, medreseler yıkıldı. Batı destekli terör örgütleri sahabe ve peygamber türbelerini dahi talan etti.
. . .