Suriye BM Daimi Temsilcisi Beşşar el Caferi, Suudi Arabistan ve Katar iktidarlarının, BM’ye Suriye’deki insan hakları ihlallerini kınama tasarısı sunmalarını ilginç bir paradoks ve komik bir durum olarak nitelendirdi.
BM’de Suudi Arabistan ve Katar’ın “Suriye’de İnsan Hakları Raporu” başlıklı tasarısının oylanmasından önce bir konuşma yapan Caferi, Suudi Arabistan ve Katar’ın Suriye’ye terör gruplarının gönderilmesi ve siyasi çözüm çabalarının önünü tıkama girişimlerinin aleni bir şekilde gün yüzüne çıkaran yüzlerce rapora dikkat çekti.
Suudi Arabistan ve Katar’ın sadece terör gruplarının finanse etme ve silahlandırmakla yetinmediğine işaret eden Caferi; bu iki ülkeyle birlikte bazı bölge ülkelerinin terör gruplarına hem medya desteği verdiğini hem de ülke sınırları içerisinde askeri eğitim kampları açtıklarını beyan etti.
Washington Post Gazetesi’nde 19 Kasım’da yayımlanan raporda, Suudi Arabistan’ın bölgede mezhep ayırımı fikrini besleyen bir kuluçka görevi gördüğünün ortaya koyduğunu bu nedenle de Suudi Arabistan iktidarının mezhepsel düşmanlıkların ve radikal örgütlerin güçlenmesinin asıl sorumlusu olduğunu söyleyen Caferi, “Suudi Arabistan’da kadınlar en doğal haklarından mahrum ediliyor. Suudi kralların geçmişten günümüze kadına karşı uyguladığı zulüm sadece kendi vatandaşlarıyla sınırlı değildir. Bugün farklı ülkelerdeki mülteci kamplarına sığınan mülteci kız çocuklarına bile baskı uyguluyor hatta aşağılıyor.
Suudi Arabistan İçişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan ve mülteci kamplarında bulunan Suriyeli reşit olmayan yetim kız çocukların satılabilmesini meşrulaştıran karar, durumun vahametinin anlaşılmasını sağlamaya yeter. Tüm bunlara rağmen Suudi Arabistan’ın ülkesindeki iktidarın demokrasi, insan hakları ve seçim gibi temeller üstünde kurulmuş olduğunu dillendirmesi yalan ve yüzsüzlüktür” diye konuştu.
Konuşmasında “Katar ve Terörün Finansı” başlıklı rapora da değinen Caferi, “Bu raporlar, Katar’ın terörü desteklediğini, kara para akladığını, teröristlere iş fırsatı sunduğunu ve terörle legal bir bağı olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Katar’ın aracı eller vasıtasıyla El Kaide, Taliban ve Suriye’de savaşan terör çetelerine milyonlarca dolar finans sağlaması, Katar’ın kendi bünyesini aşan bir dış politika peşinde olduğunu göstermekte” dedi.
Caferi son olarak Suudi Arabistan ve Katar başta olmak üzere terörün finansörü olan ülkelerin Suriye halkının iradesi satın alamayacağını ve er ya da geç bütün suçlulardan hesap sorulacağını vurguladı.