Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Cilt lekelerinin oluşum nedenleri ve tedavi yöntemleri

, kategorisinde, 08 Ağu 2017 - 08:39 tarihinde yayınlandı
Cilt lekelerinin oluşum nedenleri ve tedavi yöntemleri

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, deri rengini melanosit isimli hücrelerden salınan melanin pigmentinin oluşturduğunu ve çeşitli hastalıkların ya da dış etkenlerin melanosit fonksiyonlarında artış yolu ile deride lekelenmelere neden olduğunu belirtti.

İSTANBUL (İHA) – Deri lekelenmelerinin giderilmesine olanak sağlayan bir çok tedavi yöntemi bulunduğunu da hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, leke oluşumunda ve ilerlemesinde büyük rol oynayan UV ışınlarından korunmak için her mevsim güneş koruyucu kullanılması gerektiğini, cilt tipine, deri bulgularına, yaşa göre kullanılacak ürünlerin farklılık gösterse de genel olarak en az 30 faktörlük koruyucunun, ortalama 4-5 saat aralıklarla yenilenerek cilde uygulanması gerektiğini belirtti.

Gebelik maskesi olarak bilinen cilt lekeleri

Tıp dilinde Melasma halk dilinde gebelik maskesi olarak bilinen, yüzde 90 kadınlarda görülse de erkeklerde de rastlanabilen cilt hastalığının, koyu renkli cilt tiplerine sahip olan kişilerde daha sık görüldüğünü söyleyen Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, hastalığın özellikle yüz, boyun, ön kol gibi güneş gören alanlarda kahverengi düzensiz lekelenmeler şeklinde ve lekelerin yüz bölgesinde özellikle de alın, burun sırtı, yanaklar ve dudak üstünde çıktığını belirtti. Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz sözlerine şöyle devam etti: “Melasmayı gebelik, doğum kontrol hapı kullanımı, güneş ışığına maruziyet, kozmetik ürünler ve bazı ilaçların kullanımı tetikleyebilmektedir. Tedavi seçenekleri arasında ise başta güneşten koruyucu ürün kullanımı olmak üzere, çeşitli leke açıcı serum veya kremler, kimyasal peeling, dermaterapi, PRP, mezoterapi işlemleri sayılabilir.”

Yaz mevsiminde daha belirgin hale gelen çiller

Güneş lekelerinin açık renk deri rengine sahip ve uzun süreli güneş maruziyeti olan orta veya ileri yaş hastalarda gözlemlendiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, bu lekelerin yüz, el sırtı, kol, dekolte bölgesi, sırt ve omuzlarda 0,5 – 1,5 cm çapında, kahverengi, siyah lekeler halinde ortaya çıktığını, kriyoterapi (dondurma tedavisi), peeling yöntemleri ve lazer gibi tedavi yöntemleri ile giderilebildiğini söyledi. Çil lekelerinin ise açık renk göz ve saç rengine sahip bireylerde, özellikle yüz, el sırtı, ön kol ve gövdenin üst kısmında yerleşen, birkaç mm çapında, deri seviyesinde açık kahverengi lekeler olarak görüldüğünü belirten Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, genetik olarak da görülebilen çillerin, yaz mevsiminde, güneşin etkisiyle daha belirgin hale geldiğini, kış döneminde ise belirginliğinin azalıp kaybolduğunu ifade etti.

Ağızdan alınan veya sürülen kremler etkisi ile oluşan fotoallerjik reaksiyonlar

Ağızdan alınan veya bölgesel olarak sürülen bazı ilaçlar ile bazı bitki yaprakları veya onların sıvıları ile temas ve güneş ışığına maruziyet sonucunda, derideki hiperpigmentasyona bağlı fotoallerjik reaksiyonların görüldüğünü ifade eden Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, bu reaksiyonların bazen hafif kızarıklık veya allerjik reaksiyon, bazen de su toplanmasına neden olacak düzeyde hasara yol açarak deride lekelenmelere neden olduğunu ifade etti.
“Kimyasal peeling yaptırmışsanız mutlaka güneşten korunun!”

Lekelerin giderilmesi için gerçekleştirilen tedavi yöntemlerinden biri olan kimyasal peeling uygulamasının, yüzeysel, orta veya derin olarak uygulanabilen bir tedavi yöntemi olduğunu da söyleyen Mullaaziz, Kimyasal peeling işleminin sadece kış döneminde yapılması gerektiğini hatırlatarak bu işlemin ciddi şekilde güneşten korunarak uygulanılması gerektiğini söyledi.

Renk açıcı kremlerin geceleri kullanılması önemli

Renk açıcı veya soyucu özelliği olan ürünlerin leke tedavisinde kullanılabildiğini söyleyen Mullaaziz, hidrokinon, askorbik asit, kojik asit gibi ilaçların renk açıcı olarak kullanılırken, meyve asitleri ve retinoik asit türevi ilaçların ise soyucu özellikleri açısından kullanıldığını belirtti. Bu ürünlerin kış döneminde uygulanması gerektiğine dikkat Mullaaziz, leke tedavisinde kullanılan kremlerin sadece geceleri kullanılmasına dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

Lazer tedavisi için kış dönemini tercih edin!

Lazer tedavisi sırasında leke oluşumuna neden olan melanin pigmentlerini içeren hücreler lazer ışınını emerken, normal renkteki hücrelerin bu ışından etkilenmediğini de söyleyen Mullaaziz, lazer tedavisinin özellikle koyu tenli bireylerde dikkatli yapılması gerektiğini ve işlem zamanı olarak kış döneminin tercih edilmesi gerektiğini ifade etti.

Güneş lekelerinin giderilmesi için Kriyoterapi

Kriyoterapi işleminin tedavi edilmek istenen alanın dondurularak yok edilmesi yönteminden de bahseden Mullaaziz, özellikle bazı güneş lekelerinin tedavisinde kullanılan pratik bir yöntem olan bu işlem sırasında sıvı azot gazı kullanıldığını, işlem sonrasında hedeflenen alanda kızarıklık ve koyu renkli kabuklanmalar oluştuğunu, yaklaşık 2 hafta içerisinde de kabukların dökülerek yeni cilt dokusunun meydana geldiğini söyledi.
Son olarak da derideki leke gelişimini tetikleyen başlıca faktörleri sayan Mullaaziz, “ Genetik ve hormonal faktörler, ultraviyole ışınları, bazı hastalıklar, bazı ilaçlar ve yanlış kozmetik ürün kullanımı da leke gelişimini tetikler” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Haber Editörü : Tüm Yazıları