İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümünde yürütülen araştırma, “nerede o eski domatesler” şikayetlerini giderecek.
Sebzelerin eski tatlarına kavuşturulmasının amaçlandığı genetik araştırmasında, ilk başarılı sonuç domateste alındı.
İYTE Moleküler Biyoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Doğanlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 10 bin yıldır tarım ürünlerinin seleksiyondan geçtiğini, büyüklüğüne, şekline, tadına göre seçildiğini belirtti.
Son 100-200 yıldır tohum ıslah çalışmalarının, üreticinin birim alanda daha fazla ürün elde etmesine dayalı yapıldığını kaydeden Doğanlar, verimi artırmaya yönelik çalışmalar sırasında bazı tat ve aroma karakterlerinin kaybolduğunu söyledi.
Verimdeki artıştan çiftçi ve üretici memnun olurken, tat ve aromanın kaybolmasının tüketiciyi mutsuz ettiğini anlatan Doğanlar, son yıllarda insanların alım gücü, beslenme ve sağlık bilincinin artmasıyla bu konudaki şikayetlerin de fazlalaştığını vurguladı.
İYTE’de sebzelerin verime dayalı ıslah çalışmalarından önceki tat ve aromaya kavuşması için çalışma yürütüldüğünü ifade eden Doğanlar, “Önümüzdeki süreçte sebzelerin, ninelerimizin zamanındaki tatları ve kokuları geri gelecek. Tat ve aroma karakterlerini, kaybolan hazine olarak görüyoruz. Bunları geri getirmemiz lazım. Verimde artık belirli noktaya gelindi. Bundan sonra tadı, aroması daha iyi, sağlıkla ilgili karakterleri daha yüksek miktarda taşıyan yeni nesil çeşitler üretmemiz gerekiyor” diye konuştu.
– Yabani tiplerden lezzet transferi
Çalışmayı yürüten İYTE Moleküler Biyoloji ve Genetik doktora öğrencisi Nergiz Gürbüz ise özellikle son asırda moleküler, analitik ve biyokimyasal tekniklerin gelişmesiyle üreticilerin ıslah çalışmalarında verimi artırmaya yöneldiğini dile getirdi.
Gürbüz, bu yapılırken sebzelerdeki insan sağlığına olumlu etkileri bulunan vitaminlerin, aroma ve tadın kaybolduğunu anlattı.
Tohum ıslahıyla üründe istenilen özelliklere ait genlerin, bir sonraki nesle aktarıldığına dikkati çeken Gürbüz, şunları kaydetti:
“Belirli gen gruplarını alırken diğer gen grupları kalıyor, hepsini aynı anda bir sonraki bitkiye geçiremezsiniz. O yüzden verimle ilgili gen ve gen bölgeleri aktarılırken aroma, tat ve sağlıkla ilgili karakterler kaldı. Sebzelerdeki eski tatlar çok uzun yıllardır yok. Çalışmamızda verim amacıyla ıslah edilmemiş yabani tipleri, bugünkü kültür bitkilerine aktarıyoruz. Bunu da doğal yöntemlerle yapıyoruz. İstediğiniz karaktere karar verdikten sonra aktarmak istediğiniz özellik hangi gen bölgesindeyse bugünkü kültürlere melezliyoruz.”
Mısır, domates ve patlıcan üzerinde yaptıkları çalışmaların sona yaklaştığını bildiren Gürbüz, aroma ve tadın yanı sıra insan sağlığına olumlu etki yapan vitamin ile bileşen oranının da artacağını belirtti.
Aynı yöntemin tüm tarım ürünlerine uygulanabileceğine işaret eden Gürbüz, “Sebzelerin bir kısmında bu çalışma tamamlandı. Domateste eski tatlara kavuşuldu. 3 ay sonra tohum firmalarına teslim etmeye başlayacağız. Onlar da zaman içinde piyasaya sürecektir” ifadelerini kullandı.
AA