Seyyid Hasan Nasrullah dün akşam şehid Kunter’in şehid olması ile ilgili yaptığı konuşmasına peygameberimize selatu selam getirdikten sonra, isa Mesih ile Peygamberimizin doğumlarını İslam alemi ile Hristiyan alemine tebriklerini sundu
Bu iki peygamberin mübarek doğumları ülkemize ve bölge halaklarına barışın getirmesini allahtan temenni ediyoruz, dedi. konuşmasını şöyle sürdürdü:
Biz her zaman allahın iradesi önündeyiz, allahın kaza ve kaderine tamamen teslim olmalıyız..Direnişten bir kardeşimizi kaybettik, direnişin 33 yıl boyunca ağırlığını, sorumluluk yükünü çekmiştir. Muhammed Hatunu kastediyorum, bu zat allahın rahmetine kavuştu. Lübnan halkından yarın bu değerli alimin cenazesine görkemli ve çoşkulu bir şekilde katılmalarını istiyorum. ve sevgili ailesine de başsağlığı diliyorum. rabbimden onu cennetine yerleştirmesini temenni ediyorum.
Ayrıca Nijerya da kanlı bir olay yaşandı, kanlı bir katliam Nijerya da gerçekleşti. islami harekete mensup yüzlerce müslüman şehid edildi., İslami hareket lideri Zakzaki de yaralandı ve yaralı olarak ta tutuklandı ve ayrıca zakzakiyle birlikte yüzlerce müslüman da tutuklanmıştır. Bu vahşi eylemi şiddetle kınıyorum. bu vahşi katliamın, dünya da sessiz bir biçimde izlemesini şiddetle kınıyoruz. Ve Nijerya daki siyasilerden, partililerden ve ülkenin ileri gelenlerinden bu vahşi katliamı gerçekleştirenlerden hesap sorulmasını, ve bu katliamla ilgili sorumluların tutuklanmasını istiyorum, ve derhal islami hareket lideri ibrahim Zakzaki’nin de serbest bırakılmasını diliyorum
Ayrıca İslam alimi Zakzaki’nin kudüs günü yürüyüşü esnasında 3 oğlunu şehid verdi, çocukların hiç bir suçu olmadığı halde, Nijerya ordusunca şehid edildi. ve burada da halkı sukünete çağıran zakzaki, 3 çocuğununda cenaze namazını kıldırmıştır. bu barışçıl eylemlerinden dolayı büyük bir olgunluk göstermiştir. ve şimdiler de ise, bu alime reva görülenler kabul edilebir değil.. suçu olmayan bir alime ve taraftarlarına reva görülen bu vahşet nasıl izah edilebilir
Nijerya da şehid olanlar için allahtan rahmet, yaralılar için acil şifalar diliyorum, ve tutuklularında bir an önce özgürlüklerine kavuşmalarını temenni ediyorum.
Ve esas konuya dönüyoruz ve herkesi meşgül eden ve öne çıkan iki günde ki konu hizbullah komutanı Samir Kunter’in suikaste maruz kalmasıydı., o bir direnişçiydi, bir mücahiddi. o bir komutandı. yani islami direnişin bir komutanıydı, Samir Kunter kardeşim.. bu başlık altında bazı noktalara değinmek istiyorum.
Öncelikle gerçekler, hiç şüphesizki, şu kesin bir sonuçtur ki İsrail düşmanımızca bu suikast gerçekleştirilmiştir, askeri bir operasyon olarak bunu düzenlemiştir. ve biz şu anda bir güvenlik operasyonunun önünde değiliz ve üzerinde düşünmemiz gereken bir konu da değildir. Arkasında kimin olduğunu iyi biliyoruz ve kesinlik bu suikast İsrail tarafından gerçekleştirilmiştir. ve bu suikastte Samir kardeşimizle birlikte suriyeli direnişçi kardeşlerimiz de şehid olmuştur…
Samir Kunter’in nasıl ve ne şekilde öldürüldüğü bizim için önemli değil, bizim için önemli olan israil’in uçakla bu kardeşimizi şehid etmesidir. bu vahşi cinayeti işlemesidir..
Bu suikasti İsrail’in kendisi gerçekleştirdi, Suriye de teröristlerce değil….İsrail rejimi Samir Kunter’i 2008′ serbest bıraktıktan sonra Samir Kunter’i aleni bir şekilde o zamandan beri tehdit ederek, öldüreceğini söylüyordu ve israil Samir Kunter’e kendisini hedefe koyduğunu ve asla affetmeyeceğini söylüyordu..Samir Kunter, İsrail’in bu aleni tehditlerini kendisiyle olan görüşmemiz de söylemişti.
Samir Kunter Filistin aşığıydı. Direniş aşığıydı. Filistinin özgürlüğünü kendi özgürlüğü olarak görüyordu. filistinin özgürlüğünü damarlarında hissediyordu. Direniş ve Kudüs yolunda ilerlemeyi inanarak ve çalışarak sürdürüyordu.
Esaretten kurtulduktan sonra ben Samir Kunter’e askeri ve siyasi alanda üsleneceği görevler konusunda çeşitli seçenekler sundum
o da siyasi ve askeri alandaki komutanlık görevlerini kabul etmeyerek, bu islami direniş içinde yer almasının bile kendisi için kutsal olduğunu, ve Filistin halkını ve Kudüsün özgürleştirilmesi için askeri alanda bir er olarak çalışmalarını sürdürmesini rica etti. ve bu doğrultuda mücadelesine devam etti… ve asker olarak her cephe de savaşacağnı söylemişti..
Siyonistlerle olan mücadelemiz de seyyidlerimizi, önemli komutanlarımızı, önemli bilim adamlarımızı, islam ve filistinin kurtuluşu uğrunda şehid verdik.. ama bu mücadele esnasında ne yorulduk ne de bir usanmamız oldu..
filistinin özgürlüğü için başlattığımız bu direnişten dolayı da asla pişman da olmadık, ve ümitsizliğe de düşmedik. ne olursa olsun filistinin özgürlüğü yolunda taşıdığımız direniş bayrağını asla yere düşürmedik, bu direniş bayrağı bir komutandan çıkar diğer komutana geçer yani nesilden nesile bu şekilde geçecektir..
Kunaytra hadisesi esnasında yaptığım konuşmanın aynısını harfi harfine okuyacağım İsrail’in saldırısı nere de olursa olsun, kime olursa, nasıl olursa olsun cevabını vereceğiz..Hizbullahtan şehid olan her kişinin katili israildir.. ve bunun intikamını alacağız. Zamanını, mekanını direnişçilerce belirlenerek misliyle karşılık vermek suretiyle alınacağını va’d ediyorum.
Samir Kunter’i şehid edenlerden intikam almamız hakkımızdır, nere de ve ne zaman olacağına biz karar vereceğiz ve herkes bu hakkımızı alacağımızı görecektir.. inşaallah….