İşgalci İsrail’in önde gelen medya organlarından “Haaretz” gazetesi, İsrail’deki hastanelerin Suriye savaşında yaralanan silahlı muhaliflerin yüksek maliyetli tedavileri yüzünden mali krize sürüklendiğini ortaya koydu. Gazete, Suriye ordusu ile savaşan tüm teröristlere aşırılık düzeyine bakılmaksızın İsrail devleti tarafından ücretsiz tedavi ve sağlık hizmeti sağlandığını vurguladı.
Yahudi gazetesine göre, başta Nahariya Hastanesi olmak üzere İsrail varlığında yer alan birçok hastane, son yıllarda kelimenin tam anlamıyla savaş bölgesinde çalışır gibi hizmet veriyor. Lübnan sınırına yaklaşık 10 km mesafede bulunan El-Celil’deki Nahariya Hastanesi, Hayfa’daki Rambam Hastanesinden sonra Kuzeyde yer alan en büyük ikinci hastane. 2013 yılından bu yana -yani İsrail’in Suriyeli yaralı militanları karşılamaya başladığı yıl- Suriyeli militanları tedavi eden hastane, bu alanda dünyanın önde gelen tıp merkezlerinden biri haline geldi.
Suriyeli militanlar ve İsrail hükümeti arasında çok büyük boyutta bir ilişki ve koordinasyon olduğuna değinen Yahudi gazetesi, son dört buçuk yıl içerisinde Siyonist düşmanın işgal ettiği topraklarda yaklaşık bin 600 Suriyeli yaralının tedavi edildiğini belirtti. Buna göre, Suriyeli yaralıların %70’i işgal topraklarına giderek tedavi görüyor. Burada karmaşık cerrahi operasyonlardan geçen silahlı muhalifler, sağlıklarına kavuşturulduktan sonra Suriye’ye geri dönüyorlar. Yaralı militanlar işgal topraklarında ortalama 23 gün kalırken, bunların arasında bazıları aylarca, bazıları ise bir yılı aşkın bir süre boyunca tedavi görüyor.
Gazete, Nahariya Hastanesinin müdürü Masoud Barhoum’un sözlerini aktardı: “Suriyeli yaralıların masrafları, diğer hastaların masraflarından çok daha ağır. Çünkü onlar çok sayıda cerrahi operasyon ile tedavi ediliyorlar ve bazıları organ nakli dâhil olmak üzere pahalı tedavilere ihtiyaç duyuyorlar. Öyle ki, tedavisinin maliyeti 1 milyon şekeli bulan hasta bile bulunuyor.”
Haaretz gazetesinin yer verdiği rapor, bu türde yayınlanan haberlerin ilki değildir. İsrail’de yayın yapan “Kanal 2” televizyonu da, Suriye’de yaralanan 2 binden fazla militanın işgal topraklarında tedavi edildiğini doğrulamıştı. Kanala göre, işgal ordusu günlük olarak Suriye sınırından yaralı taşıyor. Buna ilaveten, Filistin’in kuzeyindeki bazı hastaneler yaralı savaşçılar için özel birim oluşturmuş durumda. Suriyeli yaralılar dışında kimsenin giremediği bu birimlerde bu kişilerin durumu da gizli tutuluyor.
Konuya değinen Yahudi medya organlarından biri de “Maariv” gazetesi. Daha önce bu konu hakkında İsrail’in siyasi kanadında büyük anlaşmazlıklar olduğuna işaret eden gazete, Suriyeli silahlı militanların tedavisinin 2013 yılında başladığını ve bu zamandan beri İsrail hastanelerinde binlerce yaralının tedavi edildiğini kaydetti. Habere göre, bu yaralılardan yaklaşık 600’ü 2016 yılında tedavi edilirken, yaralı militanların %70’i El-Celil’de, %20’si Safed’deki “Zif” Hastanesinde, %10’luk kesimi ise kuzeydeki diğer hastanelerde tedavi edildi.
İsrail Sağlık Bakanı Yaakov Litzman öte yandan işgal hastanelerindeki krizin büyüdüğü uyarısında da bulundu. Siyonist bakan, soruna bir çözüm bulunmadığı takdirde, yaralıların tedavi edilmesinin durdurulması emrini verdi. Bu bağlamda, geçtiğimiz ay Suriyeli yaralıların tedavi masraflarının Savaş Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı arasında eşit bir şekilde bölüştürülmesi konusunda anlaşmaya varıldı. Anlaşma kapsamında sağlık ve güvenlik bakanlıklarının temsilcileri tarafından, yaralıların tedavisinin gerçek maliyetini aylık olarak denetleyecek bir ekip kuruldu. Gazeteye göre, bu ekip henüz çalışmalarına başlamadı. Nahariya’daki hastane ise, tarihinin en büyük mali krizini yaşıyor. Hastane müdürünün aktardığına göre, işgalci devletin bu kapsamda hastanelere ödediği para 220 milyon şekele ulaştı.
Diğer yandan Yahudi “Walla” haber sitesi, Kuzey bölgesi komutanlığındaki İsrail ordusuna bağlı tıbbi birimlerin, Suriye’nin güneyindeki karşılıklı saldırılar ve savaşın şiddetinin artışı üzerine hazırlık düzeyini arttırdığını ortaya koydu. Haber sitesinin aktardığına göre, İsrailli doktorlar yıllardan beri, Kunaytara kentinden ve Hanranaba ile Hadar beldelerinden gelen yaralılara sağlık hizmeti vermeyi sürdürüyor. Tedavi için İsrail hastanelerine aktarılan yaralılar daha sonra cephelerine geri dönüyor.
İşgal hükümeti, Suriye’deki silahlı grupların üyelerine sağladığı tıbbi desteğin sadece “insani amaçlar” güttüğünü savunan kampanyalar yürütse de, işgal güçleri ve istihbaratının perde arkasındaki amacının, bu kişileri kendi istihbaratları için bilgi toplayarak casusluk yapmak üzere askere almak olduğu söyleniyor. Yani tüm bu tedavilerin yüklü maliyetleri casusluk karşılığında ödeniyor.