Kudüs Seriyyeleri’ne ait olan ve “Bunyan El-Mersus” Savaşı boyunca birçok çatışmaya sahne olmuş bölgelerden birinde bulunan bir tünelden söz ediyoruz.
Bir savaş muhabiri bu tüneli gezdi ve orada bulunan kahramanların kanlarıyla yazdıkları hikâyelerine ışık tuttu.
Bitmek bilmeyen hikâyelerin anlatıldığı, izzet ve şerefin hâkim olduğu bir yer… Çok az hava ve ışık var. Burada kalmak gerçekten çok zor… Ama buradakiler halkını son nefesine kadar savunmak üzere Allah’a söz vermiş kimseler…
Dimdik yürüyebileceğin bir alan yok. Sıcaklık normal sıcaklığın çok daha üstünde… Tüm bu zorluklara ve sıkıntılara rağmen burada yalızca huzur var. İşte bu huzur, düşmanı endişelendirmeye yetiyor.
Bunyan El-Mersus Savaşı boyunca uzun günler bu tünelde gizlenmiş olan, savaşçı birimlerden birinin de komutanı olan Ebu İbrahim “Palestine Today”e şu açıklamalarda bulundu:
“Allah’a şükürler olsun ki, burada kaldığımız günlerde hep Sahabilerin katıldıkları gazvelerde gösterdikleri kahramanlıkları hatırladık ve onların kararlı duruşlarından, sürekli olarak direniş göstermelerinden kendimize dersler çıkardık.
Şu an içerisinde bulunduğumuz tünel sınır bölgede yer alıyor. Savaş başlayınca bu bölgeden düşmanın ilerlemesi beklenmişti. Tünelin farklı bölgelere çıkan çeşitli bölümleri de var. Bizim 7 mücahitten oluşan birliğimiz yalnızca bu bölümde çalışıyor.
Gazze saldırılarının başlangıcında bu tünelde kalıyorduk ve düşmana şayet hayatta kalırlarsa ömürlerinin sonuna kadar unutamayacakları bir ders verebilmek için kara harekâtının başlamasını heyecanla bekliyorduk.
Seriyyelere bağlı Gözlem ve İnceleme Birimi bize kara harekâtının başladığını haber verince hep birlikte tekbir getirdik ve Allah yolunda şehit olmaya niyet ettik. Ardından da saldırmak için dakikalar saymaya başladık. Bir gün sonra savaş başladı. Savaş süresince düşmanla doğrudan çatışmaya girdik. Ayrıca tanksavar ve havan topu da kullandık.”
Kudüs Seriyeleri’nin işgalci askerlerin çığlıklarını ve ağlamalarını işittiğini, askerlerin son model uçaklar ve fütursuzca saldırı yapan savunma füzeleri kullanıyor olmasına rağmen korkuyla telsizler üzerinden yardım istediklerini ifade eden Ebu İbrahim, “Savaşçı birim işgalci asker ve komutanları birçok kere pusuya düşürüp öldürdü veya yaraladı” dedi.
Ebu İbrahim sözlerini şöyle sürdürdü: “Mücahitler vur-kaç tekniğini kullandılar. Düşmana saldırı düzenleyip ardından tünellere geri dönüyorlardı. Ancak bunun haricinde diğer savaşçı birimlerle koordine bir şekilde kahramanca saldırılar da düzenlendi.
Siyonistler devamlı olarak bombalamalarına ve savaş uçaklarına rağmen asla tüneli doğrudan hedef alamadılar. Yakın bölgeleri hedef almayı başardılar. Bu sebeple iki mücahidimiz de yaralandı. Ancak Allah’a hamd olsun ki, askerlerimiz yönetim tarafından görevlendirildiğimiz saldırılar sona erdikten sonra güvenle üslerine dönebildiler.
Yanımızda bir miktar yiyecek ve içecek vardı. Uzun süre bize yetmesi için özel çaba sarf ettik. Ancak sürenin ne kadar olduğu ya da savaşın ne zaman biteceği de belli değildi. Ramazan öğünü gibi biraz su ve hurmayla yetindiğimiz de oldu. Bu da mücahitlerimizin zayıflamalarına sebep oldu.”
Ebu İbrahim şöyle devam ediyor: “Savaş boyunca direnişçilerimizin maneviyatı çok yüksekti. Daima namaz kılıyor, Kur’an okuyor ve birbirlerine Rasulullah (sav) zamanında yaşanmış olan büyük zaferleri anlatıp birbirlerini cesaretlendiriyorlardı.
Savaş bittikten ve zafer kazandıktan sonra evlerimize döndük. Evimizden, ailelerimizden savaşın başladığı günden beri hiç haber almamıştık. Ancak bizi asıl hüzünlendiren, bazılarımızın döndüklerinde evlerinin yıkılmış olduğunu görmeleriydi. Bazılarının yakın akrabaları şehit olmuştu.
Siyonistler hiçbir planlarını gerçekleştiremeden geldikleri gibi geri döndüler. Saldırıların boyutu ne olursa olsun asla beyaz bayrak çekip teslim olmayacaklarını ortaya koyan direnişten büyük darbeler alıp yenildiler.
Bu tünel Gazze’nin içinden sınıra kadar uzanıyor. Tünel şehidimiz Fethi Şikaki’nin ismini taşıyor. Kudüs Seriyyeleri’nin elindeki bu tünel, savaşçı birimi, destek birimi, füze birimi, savunma birimi gibi çeşitli birimlerin bulunduğu yediden fazla bölümden oluşuyor.
Tünelin hazırlanması iki yıldan fazla sürdü. Tünel güvenlik sistemiyle donatıldı. Kudüs Seriyyeleri bunun dışında birkaç tünele daha sahipler… Ancak savaş boyunca sahip oldukları tünellerin yalnızca birkaçını kullandılar.”
Ebu İbrahim direnişin gelecek sefer Siyonistleri şaşkına çevirecek yeni sürprizler hazırlamak için gayretlerini artırdığını ifade etti ve bu gayretler sayesinde artık Siyonistlerin Gazze’ye saldırmak için bin kere düşüneceklerini söyledi.
Tünel sistemi, direnişin Bunyan El-Mersus Savaşı boyunca Gazze içinde ilerlemeye çalışan Siyonistlere yanıt verdikleri en önemli silahlardan biriydi. Direniş ayrıca Siyonistlerin bulunduğu bölge, yerleşim birimi ve şehirlere füzelerle saldırarak Siyonistlere ağır bir bedel ödetti. Buna karşılık işgalciler tamamını yıktıklarını iddia etmelerine rağmen direnişin elindeki tünellerin çok büyük bir çoğunluğunun yerini tespit etmeyi başaramadılar.