Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’ne göre, bu saldırı Ekim 2016’nın başlarında Hama şehrindeki Kafr Zita kasabası dışındaki bir sahra hastanesinin yakınında gerçekleşti ve 20 kişinin solunum sıkıntısı çekmesine neden oldu.

Evet, bu, geçmişte Suriye’nin diğer bölgelerinde de defalarca söylendiği gibi, Beyaz Baretliler’in kötü niyetlerle söylediği bir yalandır. Aslında, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü, Suriye hükümetine bunu bir koz olarak kullanması için baskı yapmak amacıyla ABD’yi ve bazı savaşan ülkeleri kışkırtan, tamamen siyasi olan raporlar yayınlıyor.

Ne yazık ki, Suriye savaşının başlamasından bu yana bu örgüt, isyancı grupların yaptığı tamamen yanlış raporlara atıfta bulunarak uluslararası toplumdaki güvenilirliğini zedeledi.

Kimyasal silah meselesinin Batı’nın Şam’a baskıyı artırmak için gündeme getirdiği eski bir mesele olduğu konusunda herkes hemfikir.

Bu kez de, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü’nün son raporu ile Arap ve Batı ülkeleri ile Şam arasındaki ilişkilerin canlanma süreci ile Anayasa Komitesinin çalışmalarının ve siyasi çözüme ulaşma çabalarının devam etmesi arasında şüpheli bir çakışma var. Bu nedenle bu örgütün araştırmalarda izlediği mekanizma daha şeffaf olmalıdır.

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütünün kara sicili göz önüne alındığında ve özellikle İngiltere’nin sözde Beyaz Baretliler örgütüne verdiği mali destek ve hatta bu örgütün oluşumundaki rolü ile Suriye’yi istikrarsızlaştırmaya yönelik adımlar attığı bir durumda kesinlikle Suriye ve diğer ülkelerin, bu raporların niteliğini sorgulama hakkı vardır.