Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde Hamas Hareketi tarafından yayınlanan siyasi belgeyi değerlendirdi.
Şeyh Mahir Hammud’un 5 Mayıs 2017 tarihli Cuma hutbesi şöyle:
“Hamas Hareketi tarafından yayınlanan siyasi belge hem hareket içerisinde hem de hareket dışında çeşitli tartışmaları beraberinde getirdi. Bize göre bu belgeyle hiçbir şey değişmedi ve değişmeyecek de. Hamas Hareketi hala tüm Filistin’in özgürleşmesini talep eden, İslamcı ve milli kimliğe sahip bir direniş hareketi olarak Siyonist düşmana korku salmaya devam ediyor. Nitekim Siyonist Başbakan Netenyahu’nun açıklamaları da bunu açıkça ortaya koyuyor: “Hamas yalnızca füzelerden ve tünellerden ibaret bir hareket… Yapılan açıklamalar tuzaktan başka bir şey değil…”
Elbette ki ifadelerin daha net olmasını, bu ve bunun gibi yapılan açıklamalarının tümünün “israilin yok olması” hususunda şüpheye mahal vermeyecek açıklıkta bir içeriğe sahip olmasını isterdik. Ancak unutulmamalıdır ki, Hamas Hareketi Filistin’in bir kısmını temsil ediyor tamamını değil… Bir yandan Gazze’ye abluka uygulanırken bir yandan Körfez ülkelerinin baskılarına maruz kalıyor. Mısır’a ise her gün ihtiyacı var. Yanı sıra çeşitli Arap ya da yabancı ülkelerde bulunan taraftarlarının yapılan herhangi bir açıklamanın ardından bulundukları ülkelerden kovulma riskleri var.
Bu şartlar altında hareketin İslam’dan ya da Filistin davasının tamamından sorumlu olduğunu söyleyebilir miyiz?
Aynı durumun Fetih Hareketi için de geçerli olduğu düşünülebilir. Ancak orada durumun farklı olduğunu ifade etmeliyiz. Neticede, yerel siyasete girmeyerek, seçimlere katılmayarak ya da Filistin yönetimiyle ilişki kurmayarak mevcut siyasetini ve sınırlarını koruyan tek grubun İslami Cihad Hareketi olduğunu söyleyebiliriz. Bu noktada da şunu sormalıyız; bugün kim aynı şartlar altında yönetimle ilişki kurmamasına ve seçimlere katılım göstermemesine rağmen Filistin halkının günlük ihtiyaçlarını karşılamayı başarabilirdi?
Arapların neredeyse bir asırdır ardı arkası kesilmeyen ihanetlerinin sorumluluğunu Filistin’deki hareketlere yüklemeyin!
Evet, belki de birileri bu hareketten ya da diğer direniş gruplarından ucunda ölüm bile olsa hakikati söylemelerini bekliyor olabilir. Bu mümkün ve bazen de gerekli, ama her zaman değil…
Biz Hamas Hareketi ve diğer direniş grupları adına şunu söylemek istiyoruz; israil yok olmaya mahkumdur! Direniş yolunu sürdürecektir ve hiç kimse direnişi durduramaz! Kim cihad yolundan dönerse Allah da onun yerine sünnetullahı gereği daha hayırlısını getirecektir: “…Eğer ondan yüz çevirirseniz yerinize başka bir toplum getirir!” (Muhammed:38) İnanıyorum ki, gerçekten Filistin davasına bağlı olanlar kendi kendilerine bunu söylüyordur.
Ümmet uyanıncaya ve direniş tüm bu komplo ve baskılardan kurtuluncaya kadar istediğinizi yapın! İstediğiniz komploları kurun! Ancak AllahuTeala’nın vaadini asla değiştiremezsiniz. Sonuç sizin değil Allah’ın elindedir: “Onlar gerçekten tuzak kurmuşlardı. Tuzakları yüzünden dağlar yerinden oynayacak olsa bile, Allah katında onlara hazırlanmış bir karşılık vardır. Sakın Allah’ın peygamberlerine verdiği sözden cayacağını sanma! Şüphesiz Allah, mutlak güç ve intikam sahibidir!” (İbrahim:46-47)
Öte yandan Hamas Hareketi’nden de hareket içerisinde gözlemlediğimiz ve herhangi bir gerekçesi olmayan hatalardan dönmesini talep ediyoruz.
Bazıları hareket içerisinden çıkıp bu belgenin hareketi temsil etmediğini söyleyenlerin yorumlarını da sorguladı. Ortada çeşitli yaklaşımlar var elbette. Ancak bu farklılık direnişin daha da güçlenmesine ve komplolara karşı sağlamlaşmasına yardım ediyor. Önemli olan da bu…
Hayır,tüm şerlere rağmen bu ümmetin içinde gizli… Bunun en büyük delili de açlık grevine giren Filistinli esirler… Öyle ki silahla mücadeleden aciz kaldıkları noktada ellerine geçen her türlü imkanı değerlendirerek direnişlerini sürdürüyorlar.”
islamianaliz