Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Kilo varsa, karabasan da var

kategorisinde, 22 Şub 2016 - 10:51 tarihinde yayınlandı
Kilo varsa, karabasan da var

Günümüzün en önemli sorunlarından biri uyku problemidir ama daha da önemli ve ‘tehlikeli olanı ‘Uyku Apnesi’.

Son verilere göre ülkemizde görülme sıklığı %5-10 civarındadır olan Apne, en az 10 saniye süreyle nefesin durması olarak tanımlanır. Uyku apnesi de bu nefes durmasının uyku sırasında meydana gelmesidir. Uzmanlara gör uyku apnesi, karabasan olarak yorumlanabiliyor.

Hisar Intercontinental Hospital Uyku Bozuklukları Merkezi Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Serhat Fındık’a göre özellikle ilerleyen yaşlarda 40 – 50 yaşlarından itibaren apne daha sık görülüyor. Kadınlara oranla, erkeklerde daha sık rastlanıyor. Apne sorunu, geniz eti veya bademcik sorunu yaşayan ve ileri boyutta bademcik enfeksiyonu geçiren çocuklarda da oldukça sık görülüyor.

Kilonuza dikkat edin

En önemli risk faktörlerinden biri de şişmanlık. Genel olarak; kısa boylu, boynu kısa, şişman ve belirgin gıdı gibi özellikleri taşıması kişiyi hastalığın en büyük adaylarından yapabilir. Ancak zayıf insanlarda da görülebileceği unutulmamalıdır.

Gün boyunca sık sık uykunuz geliyorsa

Hastalığın en önemli belirtisi sabah yorgun kalkmadır. Kişinin uyku sırasında 10 saniye boyunca nefesi durduğu için sürekli çırpınarak uyanmak zorunda kalır. Hastada uyku kalitesi bozulduğu için, ne kadar uyursa uyusun sabah kalktığında tamamı ile yorgun hissetmeye ve her an uykuya eğilim görülmeye başlar. Uykusuzluğun kişide yarattığı yorgunluk, iş hayatına ve sosyal hayatına yansıyabilir.

Uyku apnesi, şeker hastalığının da sebebi olabilir

Tüm organların minimum düzeyde çalıştığı yani dinlendiği bölüm uyku bölümüdür. Organlar dinlenmediği zaman her bir organa özgü şikayetler ortaya çıkar. Uyku apnesi hastası olan kişilerin büyük bölümü tansiyon hastasıdır. Zamanla kalp ritmi bozulmaya başlar. Önemli bir bölümünde insülin direnci oluşmaya başlar. Bir süre sonra şeker hastalığı ve kilo alma eğilimi ortaya çıkar. Bronşit ve zatürreye yatkınlık artar.

Yüksek sesle horluyorsanız, dikkat!

Yetişkin insanların yüzde 30 ile 40’ı uyku esnasında horlar. Fakat her horlayan kişi uyku apnesidir demek de yanlış olur. Uyku apnesindeki horlama oldukça farklı bir durumdur. Uyku apnesi yaşayan kişilerde horlama oldukça yüksek sesli meydana gelmektedir. Horlaması olan kişi uykudan yorgun ve isteksiz bir şekilde kalkıyorsa uyku apnesi olması oranı oldukça yüksektir.

Kilo etkisiyle sırt üstü yatıldığında nefes yoluyla alınan hava, hava yollarından geçmekte zorlanır. Zorlandığı zaman da en büyük etkisi kandaki oksijenin düşmesidir. Kandaki oksijen düştüğünde bu durum ne kadar uzun sürerse ve ne kadar sık tekrarlarsa başta beyin olmak üzere tüm organların erken yaşlanmasına sebep olur. Uyku sırasında nefesin durmasıyla meydana gelebilecek akciğer yetmezliği veya kalp yetmezliği sebebiyle ölüm dahi görülebilir.

Hastanın uykusu, bir gece gözlemlenir…

Uyku apnesi gelişmiş teknolojinin kullanıldığı, tedavisi yüz güldürücü sonuçların elde edildiği bir hastalıktır. Tanısı için, hasta bir gece klinikte misafir edilerek ve vücuduna rahatsızlık vermeyecek şekilde kablolar bağlanılarak uyuduğu süre boyunca hastanın uykusu kaydedilir. Bu gözlemlerde hastanın; göz hareketleri, beyin dalgaları, solunum hareketleri, karın hareketleri, bacak hareketleri, kalp ritmi, çene hareketleri, uyku sırasındaki çıkardığı ses ve en önemlisi de kandaki oksijene bakılmasıdır. Bu gözlemler analiz edilerek hastanın uykusu boyunca yaşadığı hadiseler ortaya çıkarılır.

Hasta bir gece klinikte kaldıktan sonra en kısa sürede tedavinin provası niteliğinde olması sebebiyle ikinci gece çalışmanına ( LİPAP titrasyon çalışması) davet edilir. Hastalığın tedavisinde CiPAP veya BİPAP yöntemi kullanılır. Bu yöntem, bir maske aracılığıyla ortam havasını vücuda basınçlı şekilde uygulayan araçlardır. İkinci gece de hasta kinikte misafir edilip, cihaz tedavisi uygulanarak hasta için optimum ideal basınç değeri saptanıp, tedaviye başlanılır. Tedaviye yanıt son derecede iyi oranlardadır.

Tedavi ve süresi, kişiye göre değişir

Uyku apnesi tedavisi, kişinin tedaviye yanıtına göre değişir. Ortalama minimum 6 ay tedavi süresi vardır. Bu süre boyunca her gece cihaz kullanılmalıdır. Daha sonrasında tedavide belirli bir iyileşme meydana geldiğinde ise hasta cihazı gün aşırı veya haftada 1-2 gün kullanmaya başlıyor. Tedavi olumlu ilerlediğinde ise hasta artık cihaz olmadan uyumaya başlıyor.

Kilo problemi yaşayan kişiler tedavinin başarıya ulaşması için mutlaka bir diyetisyen veya endokrin uzmanına başvurmalıdır. Bu tedaviler sonucunda hasta hem kilo vermiş ve değerleri normale dönmüş olabiliyor hem de uyku apnesi hastalığı tedavisinde başarıya ulaşmış olabiliyor.

Bilgi: Hürriyet

Haber Editörü : Tüm Yazıları