Koronavirüsü 107 yaşında yenerek sağlığına kavuşan Havahan Karadeniz, “dünyada bu hastalığı yenen en yaşlı insanlardan biri” olarak tarihe geçti. | Anadolu Haber
Asırlık çınar, güçlü bağışıklık sistemi ve iyi bir tedavi süreciyle hastalığa karşı verdiği savaşı kazandı. Her gün bir Türk kahvesi içen, kahvaltıda tereyağ, kaymak, bal, süt tüketen Karadeniz’in en favori yiyeceklerinin başında, yoğurtla karıştırılmış haşlanmış buğday geliyor. Karadeniz, “Pırıl pırıl doktorlarımız var, sağ olsunlar, var olsunlar. Evde karantinaya 14 gün devam edeceğim. Doktorum ‘Kendine iyi bakacaksın’ diye tembihledi. Gitmek, gelmek yok. Burada anca mutfağa gidip geliyorum ama şükrediyorum” dedi.
İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi’nde bir hafta süreyle yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedavisi gördükten sonra taburcu edilen 107 yaşındaki Havahan Karadeniz, güçlü bağışıklık sistemi sayesinde dünyayı etkisi altına alan pandemiden kurtulmayı başardı.
Öksürük ve yüksek ateş şikayetiyle 7 Nisan’da hastaneye başvuran ve yapılan testler sonucunda koronavirüs testi pozitif çıkan Havahan Karadeniz, bir haftada hastalığı yenerek taburcu edildi.
Havahan Karadeniz, 107 yaşında yakalandığı Kovid-19’a karşı verdiği savaşla, “dünyada bu hastalığı yenen en yaşlı insanlardan biri” olarak da tarihe geçti.
Karadeniz, şimdi ise doktorlarının belirlediği 14 günlük karantina süresini evinde tamamlıyor. Evinde tek başına bu riskli süreci atlatmaya çalışan Karadeniz ile bir süre önce Kovid-19 tadavisi gören torunu Ender Çırağ sosyal mesafeyi de gözetip, her türlü tedbiri alarak ilgileniyor.
Doktorlarının bile iyileşme sürecini şaşkınlıkla izlediği Karadeniz’in, sağlığına kavuşmasındaki en önemli etken, iyi bir tedavi süreciyle birlikte güçlü bağışıklık sistemi.
Bu yaşına kadar hiç ameliyat edilmedi
Malatya’nın Pötürge ilçesinde doğup büyüyen, 8 yaşından sonra İstanbul’a gelen Karadeniz, 1982 yılında eşini kaybetti. 4 çocuk, 11 torun, 15 de torununun çocuğu bulunan Karadeniz’e, yakın zamanda torununun torununu görmek de nasip olacak.
İlerleyen yaşına rağmen sabahları erkenden uyanan, her gün 5 vakit namazını kılan Karadeniz, her Malatyalı gibi kayısıyı çok seviyor.
- Karadeniz, her gün torununun yaptığı Türk kahvesini içmekten büyük keyif alıyor. Beslenmesine özen gösteren Karadeniz, kahvaltıda tereyağ, kaymak, bal, süt tüketiyor. Yoğurtla karıştırılmış haşlanmış buğday ise Karadeniz’in en favori yiyeceklerinin başında geliyor.
- Kolestrol ve şeker rahatsızlığı olmayan Karadeniz, tatlı ve meyve tüketmeyi de çok seviyor. Bu yaşına kadar hiç ameliyat geçirmeyen Karadeniz, 107 yaşında olmasına rağmen çok iyi bir hafızaya sahip.
İlk başta hastaneye gitmek istemedi
Havahan Karadeniz, taburcu edildikten sonra 14 günlük karantina sürecini geçirdiği evinde sorularını yanıtladı.
Bir gün rahatsızlandığını ve ilk başlarda hastalığa yakalandığını anlamadığını dile getiren Karadeniz, şunları anlattı:
- “Doktorlar eve geldi. ‘Hastaneye götürelim.’ dediler. ‘Ben hastaneyi istemiyorum.’ dedim. Vazgeçtiler onlar da. Yaşlıyım, hastayım… Büyük kızım telefon etti ‘İlla git.’ dedi. Ben dedim ‘Gitmem.’ Kızım ‘Gideceksin.’ dedi. Sonra düşündüm ki hele bir gideyim ne var? Nüfus cüzdanımı aldım yanıma ve hastaneye gittim. Beni aldılar içeri. Doktorlar baktılar. Dedim ki doktora ne oluyor? Ben evime gitmek istiyorum. Dedi ki ‘Sen hastasın, ben seni tedavi ediyorum.’ O zaman ben sustum ve 7 gün kaldım orada.”
Hastaneye kaldığı süreci anlatan Karadeniz, “Gece uykum yoktu. O günlerimi anlatamam, gecelerimi anlatamam. O kadar üzüldüm.” ifadelerini kullandı.
Karadeniz, ileri yaşına rağmen bu hastalığı atlatabilmiş olmasına ilişkin, “Çok şükür iyi yaşadık. Bir hastalık geçirmedim. Tabii ki yaşlanınca her şey değişti. Çocuklarım bana ne pişirirse onunla besleniyorum. Çocuklarımdan Allah razı olsun.” değerlendirmesinde bulundu.
Beslenmesine de çok dikkat ettiğini dile getiren Karadeniz, “Beslenmeme çok dikkat ederim. Bir yere çıkmam, hep evdeyim. Çünkü benim düşme tehlikem var. Biraz gidip, geldim mi düşüyorum.” dedi.
Sağlığına kavuşmasına yardımcı olan doktorlara da teşekkür eden Karadeniz, şunları söyledi:
- “Sizin sağlığınızı istiyorum. Allah razı olsun, bize bakıyorsunuz. Bu az bir şey değil. Biz bir şey bilmiyorduk, hastalığım çıktı bak nelere döndü? Doktor olmasa ne olacak? Pırıl pırıl doktorlarımız var, sağ olsunlar, var olsunlar. Evde karantinaya 14 gün devam edeceğim. Doktorum ‘Kendine iyi bacakasın.’ diye tembihledi. Gitmek, gelmek yok. Burada anca mutfağa gidip geliyorum ama şükrediyorum.”