İslamî Direniş Hareketi (Hamas) Kudüs’ün gelecek savaşın başlığı ve sloganı olacağını belirterek, kesin olarak yaşanacak böyle bir savaş için meydanın Batı Yaka olacağını, önlenmesi mümkün olmayan intifadanın da gelmekte olduğunu, ablukanın zafer kazanmayı sürdüren hareketi hezimete uğratamayacağını belirtti.
Hamas 27. kuruluş yıldönümü münasebetiyle bir basın açıklaması yaptı. Filistin Enformasyon Merkezi’ne de ulaşan açıklamada, “Hamas Filistin halkının aldığı derin yaranın, İslam’ın eşsiz kokusunun, uzun soluklu direnişin ve cihad tarihinin içinden çıktı. Ulusalcı, milliyetçi ve solcu çevrelerin yaptığı mücadele denemeleri bir şeyin eksik olduğunu ortaya koyarken; tökezlenmeler, artan ihtilaflar, örgütsel bölünmeler zaferin temel unsurlarından birinin eksik olduğunu gösterdi. Bütün bunlar mücadelenin güçlü bir akideden ve köklü bir medeniyetten, mücadelenin rengini gösterecek İslami kimlikten yoksun olduğunu ortaya koydu.” ifadelerine yer verildi.
Hamas yayınladığı açıklamada ortaya çıkış sebeplerini açıklamaya devam ederek şunları belirtti: “Filistin davasının satılması için açık artırmaların yapılığının anlaşılması, bunun için de işgalciyle gizli görüşmelerin yapıldığının, Arap zirvelerinde üst üste tavizler verildiğinin, Filistin topraklarının %78’i üstünde işgal rejimini tanıma çabalarının olduğunun, görüşmelere gözcülük edenleri razı etmek için İslamî kimlikle oynandığının anlaşılması üzerine Hamas ortaya çıktı. Hareket ortaya çıktığı ilk günde kimliğini ve hedeflerini açık ve net bir şekilde ortaya koydu. Hamas, ulusal ve İslami bir harekettir. Bütün Filistin’i işgalden kurtarmak için bütün şekilleriyle direnişi esas alır. Sadece işgalciye karşı düşmanlık besler. İçeride ve dışarıda onurlu olan herkese elini uzatır.”
Hareketin uzun tarihinden örnekler verilen açıklamanın satır başları şöyleydi:
Hamas kurulduğu günden sonra bölgede bir denge oluşturdu. Düşmanın barbar ve vahşi saldırılarına karşı durdu.
Lider, komutan ve mensuplarından onlarcasını şehit verdi.
Seçimlere girdi. Büyük farkla seçimi kazanmasından sonra ambargo yılları başladı ve bu süre içinde işgal rejimi tarafından vahşi saldırılara maruz kaldı.
Filistinli esirlere yönelik taahhütlerini yerini getirdi. 2011 yılında esir mübadelesi yaptı.
Filistinli olan herkese barış elini uzatır.
Düşmanla işbirliğini suç olarak görür.
Düşmanı işgalcidir. Filistin içinde ve dışında kimseyle düşmanlığı yoktur.
İslam ümmeti kendileri için doğal bir hazinedir. Ümmet adına ümmetin kutsal mekanlarını ve davasını sahipleniyor ve bunun için ilk mevzide yer alıyor.