Venezuela Devlet Başkanı Maduro yaptığı açıklamada ekonomik durgunluğa karşı yeni adımlar atılacağına dair sinyaller verdi. İlk adım olarak ülkenin karmaşık döviz piyasasına yeni düzenlemeler getirilecek.

Petrol fiyatlarındaki düşüşün en çok etkilediği ülkelerin başında gelen Venezuela, durumun yarattığı ekonomik baskıyı aşmak için yeni yollara başvuruyor. Devlet Başkanı Maduro’nun yaptığı konuşmada ekonomide küçülme yaratan petrol fiyatlarının bütçede yarattığı açıkları makul bir düzeye indirmek için ülkenin döviz piyasası sistemine yeni düzenlemeler getireceğini açıkladı.

Mevcut döviz piyasasında 1 dolar için 12 ve 50 bolivarlık iki sistem bulunurken, buna ek olarak yiyecek ve ilaçlar için 6 bolivarlık bir mekanizma olacak. Buna göre ilaç ve yiyecek ithalatı için uygulanacak döviz kuru 1 dolar için 6 bolivar olarak uygulanacak. Maduro yaptığı konuşmada bu değişikliği “ülkenin kalkınma ihtiyaçlarına denk düşen dönüşümün bir parçası” olarak nitelendirdi.

Venezuela ekonomisi, ABD destekli muhalefetin ve büyük sermayenin hamlelerinin sonucu oluşan karaborsa sorununa ek olarak petrol fiyatlarında da büyük bir düşüş olması nedeniyle zorda. Ülkede temel ihtiyaçların arzı sürekli düşerken, özellikle karaborsacılık büyük sıkıntı doğurmuş durumda. Devlet Başkanı Maduro bu yapılanları “ekonomik savaşın bir parçası” olarak değerlendiriyor.

Ülkedeki karma ekonomi uygulamalarında ekonominin halkçı öğeleriyle özel sektör arasında ciddi bir çekişme yaşanıyor. Özellikle gıda piyasasında özel sektörün büyük bir ağırlığın bulunurken, temel tüketim maddeleri üzerinde de benzer bir durum söz konusu.

Petrol fiyatlarında yaşanan dalgalanma ile Venezuela ekonomisinde büyük bir küçülme bekleniyor. IMF, ülkenin bu yıl içinde yüzde 7 civarında küçülmesini beklerken, Maduro’nun adımları bunu engellemeye yönelik olarak yorumlanıyor. Uluslararası sermaye kuruluşlarına göre ise ülke uçurumun eşiğinde. Özellikle 10 yıllık borçlanma tahvillerinin yüzde 29.9 düzeyine gelmesinin ülkeyi zorlayacağı düşünülürken, Venezuela bunun doğuracağı etkileri emekçilerin üzerine yıkmadan aşmaya çalışıyor. Sermaye çevreleri ise “sosyal programların bütçede yarattığı etkiyi” azaltmasını istiyor.