Yaklaşık 400 yıldır ayakta duran bu kiliseye karşı İranlı Müslümanlardan en ufak bir saygısızlık görülmediğini ifade eden Oskof-u Azam, İran’daki farklı din ve medeniyetlere karşı hoşgörünün tüm dünyaya örnek olması gerektiğini söyledi ve şöyle konuştu: Biz burada yıllardan beri özgürce dini geleneğimizi sürdürmekteyiz, ayinlerimizi huzur ve huşu ile yerine getirmekteyiz.

Bu topraklar çeşitli medeniyetlerin barış, huzur ve hoşgörü içerisinde yaşamasını çok net şekilde göstermektedir. Aslında olması gereken de bu değil mi? Tüm semavi kitapların ve dinlerin kaynağı tek olan Tanrı’dır. Tanrı, insanları yaşanabilir bir dünya oluşturmaları ve barış içerisinde hayatın anlamını idrak ederek yaşayabilmeleri için hidayet peygamberlerini göndermiştir. Sevgi, hoşgörü, barış, adalet ve hakkaniyet tüm ilahi dinlerin ortak mesajıdır.

İsfahanlı Ortodoks Ermenilerin manevi lideri olan Babken Çariyan, İran’daki dinler arası hoşgörünün tüm dünyaya örnek olması gerektiğini vurguladı ve şöyle dedi: Bugün dünyanın çeşitli coğrafyalarında inançlarından ve yaşam tarzlarından dolayı katledilen, evinden-yurdundan sürülen binlerce insan vardır. İnsanların inançlarından dolayı şiddet ve işkenceler altında inim inim inlediği bir dünyada İran’a baktığınızda camii, kilise, sinagog ve ateş tapınağı… birçok farklı dinin mabetleri yıllara meydan okumakta ve bu mekânlar hoşgörünün sembollerine dönüşmüş durumda. Dünya İran’daki bu hoşgörü kültüründen ders almalıdır.