Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Şeyh Mahir Hammud: İsrail sonsuza dek düşmandır!

, , kategorisinde, 31 Tem 2016 - 20:56 tarihinde yayınlandı
Şeyh Mahir Hammud: İsrail sonsuza dek düşmandır!

Lübnan’ın önde gelen Sünni alimlerinden Şeyh Mahir Hammud’un 29 Temmuz tarihli hutbesini yayımlıyoruz:

İsrail sonsuza dek düşmandır!

Bazı Arap kurum ve kuruluşlarının Filistin davasından uzaklaşmanın yanı sıra yeni ve köklü bir hami bulmak adına Siyonist oluşumla iletişime geçerek İsrail’le barış yapma ve İsrail’i tanıma yoluna gittiklerini görüyoruz. Zaten 40 seneden daha uzun bir süreden beri Siyonist düşmanla ilişkilerde daha ılımlı bir sürecin seyrettiği gözlemleniyordu. Özellikle de 1973’te yaşanan savaşın başlangıcından 1978’de imzalanan Camp David Anlaşması’na kadar var olan sürecin bu hususta kritik olduğu biliniyor. O zaman da bu anlaşmaya karşı çıkmış, taviz vermemiştik. İlginç olan, birileri o zaman olduğu gibi şimdi de Mısır’ın girdiği 3 ayrı savaşın ardından halkını ve ekonomisini getirdiği durumu göz ardı ederek şu anda yeni bir mücadeleye hazırlık amacıyla dinlenmek için İsrail karşısında bu yönde bir tavır aldığını düşünebiliyor. Ancak bugün asıl mesele bu değil…

Asıl sorulması gereken soru şu: Suud gibi devletleri İsrail’le barış ve müzakere masasına taşıyan şey ne? Suud’u böyle bir şey için Filistin’i feda etmeye iten şey ne? Suud neden Siyonist oluşumla böyle bir sürece girdi ve bu süreç nereye varacak?

Bütün bu olan biten karşısında durumu daha da büyük bir felakete sürükleyen ise, cahilane bir mantıkla hareket ederek Arapların Şii komplosundan duydukları endişe sebebiyle İsrail’den yardım aldıklarının söylenmesi… Üstelik halk da bu efsaneye inanıyor. Kendi döneminde İsrail’le kısmen de olsa bir sürece giren Mursi’nin ardından Mısır Nur Partisi Başkanı Nadir Bekkar da İsrailli bakan Tzipi Livni ile kendi talebi üzerine Amerika’da bir araya geldi. Partisinden konu hakkında yapılan açıklamada ise liderlerinin parti yetkilisi olarak değil Amerika’da okuyan bir öğrenci olarak bu görüşmeyi gerçekleştirdiği yönünde yalnızca aptalların inanacağı türden bir açıklama geldi.

Diğer yandan Gazze’ye 2008 yılının sonunda düzenlenen savaşta o zamanlar Mısır’ın Dışişleri Bakanı olan ve Gazze’ye düzenlenecek olan savaşı bizzat ofisinden ilan eden “Ahmed (Ahmak) Ebu Gayt’ın Arap Birliği’ne genel sekreter olduğunu gördük. Bu gelişme karşısında şu sorular aklımıza geliyor? Nerede kaldı 25 Ocak 2011 Devrimi? Nerede kaldı 30 Temmuz 2013 devrimi? Bütün bu çabalar Hüsnü Mübarek’in Siyonist zihniyetli çalışanlarından biri Arap Birliği Genel Sekreterliğine gelsin diye miydi?

Mısır halkı böyle bir şeyi asla kabul etmez. İsrail büyükelçisini ağırladığı için Mısırlı bir milletvekilinin görevinden azledilmesini sağlayan Mısır halkı buna asla izin vermez.

Her ne olursa olsun olumlu açıdan baktığımızda Filistinlilerin direniş mücadelesini sürdürdüklerine tanık oluyoruz. Kassam Tugayları hendekler kazıyor ve füzeleri hazırlıyorlar. İslami Cihad Hareketi daha önceden kullanılmamış olan ağır silahların ellerinde olduğunu açıklıyor. Muhammed El-Fakih ismindeki genç İsrail ordusuna meydan okuyor ve şehit ediliyor. Bir yandan da Lübnan direnişi İsrail’i dizginliyor. Irak ve Suriye’deki komplolar bir bir başarısızlığa uğruyor.

Suud ve sözde İslamcı diğer Körfez ülkeleri niçin tüm bu olumlu gelişmeler karşısında doğru tavrı alamıyorlar? Niçin Hamas Hareketi’nin 1967 sınırlarına geri çekilmeleri şartıyla İsrail’le müzakere masasına oturmayı kabul ettiği haberleri geliyor? Bu anlamda tüm direnişçileri muhalif oldukları bir konu dahi olsa hata yapma hususunda temkinli olmaya çağırıyoruz. Onların ortaya koyduğu direniş bu ümmet için gurur meselesidir.

Siyonist düşmanın ve Amerika’nın baskılarına boyun eğenler olsa da ümmet içerisinde Siyonistlerin sonu gelinceye dek sancağı elinden bırakmayacak olanlar da çıkacaktır. Zalimler ya da sahtekarlar ne yaparlarsa yapsınlar direnişi susturamayacaklar!”

Haber Editörü : Tüm Yazıları