Siyonist rejime karşıtlığıyla bilinen Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, katil israil rejiminin yeni büyükelçisi Gil Artzyeli’nin güven mektubunu kabul etmeyi reddetti. | Anadolu Haber
Artzyeli’nin Boric’e güven mektubunu resmî olarak sunması gerekiyordu, ancak Şili hükûmeti israillilerin “Gazze’de çocukları öldürmesi” nedeniyle bu (resmî) törenin iptal edildiğini bildirdi. Artzyeli, töreni ayarlamak için Şili Devlet Başkanı’nın konutuna gitmişti.
Bu ret, israil ile ilişkilerin kesilmesi anlamına gelmediği ve Şili makamlarının, Siyonist rejimin büyükelçisinin kabul edilmesini birkaç ay daha ertelemeye karar vermelerine rağmen, israil’in cani eylemlerine ve Siyonist rejim ile bazı Latin Amerika ülkeleri arasında artan gerilimlerin sürecine ciddi bir itiraz olarak nitelendirildi.
Önemli olan nokta, Boric’in Siyonist rejimi eleştirmesinin uzun bir geçmişi olmasıdır. Boric, Şili Parlamento’sunda yasamacı olarak görev yaptığı dönemde, işgal altındaki Golan, Batı Şeria yerleşimleri ve 1967’de Siyonist rejimin kontrolü altına alınan Kudüs’un bazı bölgelerinde yapılan malların Şili tarafından yaptırım altına alınmasını öngören bir yasa tasarısını destekledi.
Mart 2022’de Şili’nin yeni cumhurbaşkanı olarak Boric’in yemin töreninden sonra, Tahran Üniversitesi hocası Fuad İzedi bir tweette şöyle yazdı: “Latin Amerika ülkelerinin hangisinin cumhurbaşkanı, israil’i “soykırımcı ve katil” olarak nitelendirip Siyonist rejimin tam olarak yaptırım altına alınması sözünü vermiştir? Cevap: Şili.”
Önemli olan konu, Boric’in kapitalist sistemin ana eleştirmenlerinden biri olarak görülmesidir. Boric şunu ifade etmiş: “Şili, neoliberalizmin beşiği olduğu kadar mezarı da olacaktır.”
Siyonist rejimin Latin Amerika ülkeleriyle ilişkilerini genişletmek için yoğun çabalarına rağmen, Küba, Venezuela ve Nikaragua gibi bu bölgenin gelişmiş ülkeleri israil’in Filistinlilere yönelik cani eylemlerini her zaman mümkün olan en sert şekilde eleştirmiştir. Bunun yanında bu rejimle siyasi ilişkileri olan bazı ülkeler, ABD’nin bu ülkelerin büyükelçiliklerini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıma baskısına karşı çıkmışlardır. Baskı karşı boyun eğenler ise, Siyonist işgali tanımadıklarını belirtiyorlar.