Lübnanlı Sünni âlim Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde Belçika’daki patlamaları değerlendirdi.
Lübnanlı Sünni âlim Şeyh Mahir Hammud bu haftaki Cuma hutbesinde Belçika’daki patlamaları değerlendirdi. Şeyh Mahir Hammud’un 25 Mart 2016 tarihli hutbesi şöyle:
“Tekfirci terörün niçin Belçika’yı hedef aldığını sorgulama hakkına sahibiz. Herkesin de bildiği gibi, Belçika diğer ülkelere oranla Müslüman göçmenlere çok güzel hizmetler sundu. Göçmenlere vatandaşlık hakkı tanımasının yanı sıra, sosyal sigorta imkânı, okullarda din eğitimi alma ve cami inşa etme hakkı tanıdı. Üstelik okullarda din dersleri veren öğretmenler ve cami imamları devletten maaş aldılar. Görünen o ki, bu düşünme melekelerini o kadar yitirmişler ki böyle bir eylemin Amerika ve İsrail’in işine yarayacağını düşünemez hale gelmişler. Zira bu sayede bu eylemi yapan kişiler hem Müslümanları hem de genel olarak İslam dinini töhmet altında bırakmış oldular.
Benzeri şekilde Suud ordusu da sonuçlarının nereye varacağını düşünmeksizin Yemen’i yıkma planları yaparak İsrail’e değerli bir hediye sunuyor. Zira bu sayede Yemen’de yaşayan çok sayıda Yahudi beraberlerinde 6 yüzyıldan fazla bir süre önce yazılmış olan Tevrat’la birlikte Filistin’e göç ettiler. Böylece eski MOSSAD Başkanı Mair Dagan’ın Suudlu çok sayıda yetkiliyle aralarında güven ilişkisi tesis ettiklerine dair yaptığı açıklamaların bir karşılığının olduğunu da görüyoruz.
Hem tekfirciler hem de Suud ordusu kabul etseler de etmeseler de batıya çok büyük hizmetler sundular. Ancak ümmet içerisinde bit taraf var ki, onlar tüm komplolara, planlara rağmen doğru olan yoldan asla sapmıyorlar. Filistinli gençler her gün kanlarını Allah yolunda feda etmeye devam ediyorlar. Artık İsrailli yerleşimciler Kudüs sokaklarında yalnız yürümeye korkuyorlar. Filistin halkının kendilerinden iradelerine sahip olma ve değerlere bağlılık bakımından kat kat üstün olduğunun da idrakindeler… 1997 yılında Lübnan semalarında dolaşan İsrail’in keşif uçağını düşürmeyi başaran İslami Cihad mensubu genç mücahit Mecid Uveyda’nın nasıl ses getirdiğini hatırlamıyor muyuz? Ya da Seyyid Hasan Nasrallah’ın açıklamalarının Siyonistleri nasıl derinden sarstığını, İsrail televizyonlarında uzun bir süre boyunca yalnızca Nasrallah’ın açıklamalarına yer verildiğini? Bu yüzden Nasrallah’tan başka hiçbir habere yer vermeyen İsrail televizyonları için Belçika’daki patlamalar bir çıkış yolu oldu. Böylece İsrail medyasındaki haberlerde “Belçika’yı vuran teröristlerle bizi vuran teröristler aynı…” mesajı verildi.
Evet, tekfirciler Irak’ta, Suriye’de ve Lübnan’da çok büyük darbeler aldılar. Bu anlamda Lübnan ordusu da canla başla çalışmaya devam ediyor. Sadece Lübnan değil Nijerya da çalışıyor. Son olarak 800 kadın rehineyi Boko Haram’ın elinden kurtarmayı başardılar.
Tekfircilerin aldığı bu darbeler gitgide geliştiklerini değil güçsüzleştiklerini gösteriyor. Ancak maalesef ki, tekfirci terörün son 5 yıllık süre zarfında ümmete verdiği zararı düşündüğümüzde görüyoruz ki, ümmet tekfirciler sayesinde on yıllarca geriledi.
Ancak biz mevcut görüntüye rağmen ümitli olduğumuzu ifade etmek istiyoruz.
Ban Ki Mon Lübnan’a geldi ve Suriyeli mülteciler konusunu gündem etti. Filistinliler nasıl ki tüm güçleriyle davalarına sahip çıktılarsa Suriyelilerin de tüm komplolara karşı durup Filistin gibi bir tavır sergileyeceği günlerin yakın olduğuna inanıyoruz.”
islamianaliz