Suudi Arabistan’ın Yemen’deki cinayetleri, rejime ait savaş uçaklarının yerleşim ve kamu alanlarına saldırılarının tırmanmasıyla daha korkunç bir ebada ulaşmış ve uluslararası kaygılara yol açmıştır.
Yemen’de Al-i Suud’un cinayetlerinin tırmanmasının ardından kamuoyu bu cinayetlerin soruşturulmasına ve Suudi rejimin saldırılarının durdurulmasına vurgu yapmış bulunuyor.
Suudi Arabistan’ın cinayetlerine küresel tepkilerin artmasının ardından BM İnsan Hakları Konseyi de, bu örgütün Yemen savaşı sırasındaki insan hakları ihlallerini araştırması gerektiğine vurgu yaptı.
BM İnsan Hakları Konseyi salı günü yaptığı açıklamada, BM’nin Yemen savaşında insan haklarının ihlaliyle ilgili soruşturma yapmayı üstlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Yemen insan hakları bakanlığının raporuna göre, Suudi Arabistan savaş uçaklarının 2015 yılından beri Yemen’e düzenlediği saldırılarında şimdiye kadar 10 bin 373 Yemenli hayatını kaybetmiştir.
Hayatını kaybedenlerden 2 bin 130’u çocuk ve bin 813’ünü de kadın teşkil ediyor.
Al-i Suud’un cinayetleri sonucu, çocuklar ve kadınlar dahil binlerce Yemenli de yaralanmış ve on binlerce Yemenli de evinden barkından olmuş, ayrıca ülkenin yol, hastane, okul, hizmet ve sağlık merkezleri gibi alt yapı tesisleri ciddi şekilde zarar görmüştür.
Suudi Arabistan’ın Yemen’deki cinayetlerinin tırmanması, bu ülkenin Yemen’e yönelik yürüttüğü topyekun savaş üzerinden hedeflerine ulaşmakta başarısız kaldığını gösteriyor.
Suudi Arabistan bugün Yemen savaşında kaybeden taraf olarak biliniyor çünkü, Yemen’de siyasi hedeflerine varmadığı ve sahada da başarısız kaldığı gibi insan hakları merkezleri ve kamuoyunun yoğun eleştiri ve tepkilerine maruz kalmıştır.
Al-i Suud rejimin Yemen’de işlediği cinayetlere karşı BM’nin pasif ve atıl tavrı da, kamuoyu ve insan hakları merkezlerinin eleştirilere yol açmıştır.
BM insan hakları merkezleri ve oluşumları da bu örgütten Al-i Suud’un Yemen’deki cinayetleri soruşturmasını istemiştir.
Al-i Suud rejiminin insanlık dışı girişimleri bir taraftan zaman zaman BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere BM’ye bağlı örgüt ve merkezlerin eleştirilerine neden olurken, diğer taraftan da, Suudi Arabistan’ın BM’nin hukuki ve toplumsal örgütlerine artan üyeliğine tanıklık ediyoruz.
Bu bağlamda Suudi Arabistan bir süre önce ABD ve İngiltere gibi Batılı müttefiklerinin desteğiyle yeniden BM İnsan Hakları Konseyi üyeliğine alındı.
Suudi Arabistan aynı konseye bir önceki dönemde üyeliği sırasında Bağısız Uzmanlar Komisyonu Başkanlığı da yaptı.
Bu arada BM’nin şimdiki ve eski genel müdürünün izlediği tutum ve yaklaşım eleştirilere yol açmıştır çünkü onlar, BM’nin Suudi Arabistan’ın parasına bağlı olduğu için Yemenli çocukların katliamını kınamalarının mümkün olmadığını sarih veya zımni olarak ilan etmişlerdir
Bu da, uluslararası siyasetçilerin ahlaken ne kadar kötü durumda olduklarını gösteriyor.
Bu Çerçevede BM eski Genel Sekreteri Ban Ki Moon’un Suudi Arabistan’ı çocuk haklarını ihlal eden ülkeler listesinden çıkarması ve BM’nin şimdiki Genel Sekreteri’nin de kendinden önceki sekreterin yanlış yaklaşımını düzeltme noktasında gecikmeli davranıp, Suudi Arabistan’ın cinayetleri karşısındaki ataleti sürdürmesinin bu rejimi Yemen’deki cinayetlerini devam ettirmesi için ciddi şekilde küstahlaştırmıştır.
BM’nin Suudi Arabistan’a yönelik tutarsız tavır ve yaklaşımları, bu teşkilatın uluslararası inan hakları stratejisi arenasında daha da siyasetzede olduğunu gösteriyor.
Bu tür tutarsız ve çelişkili yaklaşımların sonucu, Yemen halkı ve kamuoyunun Suudi Arabistan’ın tarafını tuttuğu için BM’ye güvenmemesine sebebiyet vermiştir.