Suriyeli milletvekillerinden Alan Bekir; terör örgütü IŞİD’e karşı askeri zafer ve Suriye’nin siyasi geleceği hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Direniş cephesinin Suriye ve Irak’ta teröristlere karşı zaferinin tefkircilerin bölgesel ve Batılı hamilerine yönelik mesajına dikkat çeken Bekir; askeri kazanımların İran, Suriye ve Hizbullah’tan oluşan direniş hattının belirleyici savaşının önemli parçası sayılan terörizmle mücadelede ortak işbirliğinin sonucu olduğunu kaydetti. IŞİD’in emperyalizm ve şer devletlerinin tüm desteğine rağmen düştüğünü ve Suriye’ye ve direniş cephesine saldırı, Suriye’yi parçalama, Lübnan’ı istikrarsızlaştırma ve Irak’ı terörizmle uğraştırma gibi terörizm hedeflerinin boşa çıkarıldığını kaydetti.

Son sıradaki zaferlerin esasında direniş cephesinin terörizmi destekleyenler için verilmiş bir karşılık olduğunu hatırlatan Bekir; bundan sonra da diğer noktalarda Suudiler’in yeni terörist grupları oluşturabileceklerini konusunda uyarıda bulundu. Suriye’nin İran, Rusya ve Hizbullah ile askeri alanda ve radikal vahhabilik ideolojisi ile mücadelede işbirliği için kurduğu ittifak, direniş cephesinin güçlendirilmesi ve siyasi alanlarda rol ifa etmesinin gelecekteki sorunlarla mücadele için en iyi çözüm olduğunu sözlerine ekledi.

İran’ın Suriye halkı ve silahlı kuvvetlerince teröristlerle mücadelede destek erdiğini ve İslam İnkılabı Rehberi Ayetullah Hamanei’nin tavsiyelerinin de Suriye halkı ve güçlerine büyük moral verdiğini belirten Suriyeli milletvekili; Kudüs Gücü Komutanı General Süleymani’ye teşekkür etti.

Bekir, Tesnim’e değerlendirmesinin devamında; direniş cephesinin birinci önceliğinin Filistin’in işgal topraklarının geri alınması olduğunu ifade ederek, direniş cephesinin bu yönde adım atmakta olduğunu ve terörizme karşı zaferin Kudüs’ün özgürleştirilmesinin hazırlık sayfası sayıldığını kaydetti.

Suriye’nin IŞİD’in askeri varlığı sonrası siyasi geleceği ve İran, Rusya ve Türkiye’nin rolü hakkında ise Suriyeli vekil; Soçi zirvesi ve burada sunulan önerilerin Suriye krizinin çözüm sürecinin başlaması için bir esas zemin olabileceğini, Deyr ez Zor ve Ebu Kemal’daki askeri zaferlerin de savaş sonrası döneminde Suriye’nin yeniden yapılandırılması ve siyasi dosyanın ilerletilmesine zemin sağladığını kaydetti. Suriye yönetiminin de siyasi çözümü ulusal egemenliğine saygıya bağladığını, böylece Suriye halkının kendi geleceğini yabancıların diktesi olmadan ilkelerinin korunması suretiyle kendi geleceğini belirleyebileceğini ifade etti.