Washington-Tahran gerilimi sürerken, İran’ın bu tehditlere pabuç bırakmaması ve savaşa hazır olduğunu açıklaması üzerine Trump’tan, ABD’deki derin devleti işaret eden çarpıcı bir itiraf geldi.
İran ile bir sıcak çatışma istemediğini söyleyen Trump, ülkedeki askeri-endüstriyel kompleksin sürekli savaş istediğini ve kendisini savaşa zorladığını açıkladı.
İran’la yaşanan gerginliğe ilişkin konuşan Trump ‘Kendinizi kandırmayın, bu ülkede bir askeri-endüstriyel kompleks var, bunlar sürekli savaş istiyorlar’ dedi. İran’la savaş isteyen kesimin çığırtkanlığını Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo yapıyor
Aydınlık’ta yer alan habere göre ABD Başkanı Donald Trump, Fox’a verdiği demeçte kendisini İran ile savaşa sürüklemeye çalışanlara dikkat çekti. Trump, ülkesinde sürekli savaş isteyen bir kesim bulunduğunu belirtti.
ABD Başkanı Donald Trump, asker-savunma sanayi arasındaki ilişkiden dolayı ABD’nin dahil olduğu savaşların bitmesini istemeyen bir kesimin olduğunu söyledi. İran’ın uzun zamandır sorun olduğunu ileri süren Trump, selefi Barack Obama’nın İran ile imzaladığı nükleer anlaşmayı ‘felaket’ olarak nitelendirdi. Bu anlaşmayı bitirerek İran’a yaptırımları geri getirdiğini anlatan Trump, İran’ı ekonomik olarak felakete götürdüğünü, ancak İran’la savaşa girmek istemediğini belirtti. Sunucunun, “İran ile bir çatışmanın peşinde olmadığınıza dair halka güvence verebilir misiniz?” sorusuna Trump, “19 yıldır devam eden bu savaşlarla ilgili konuşan benim. İnsanlar (ABD’nin savaştıkları) halen oradalar. Kendinizi kandırmayın, bu ülkede bir askeri-endüstriyel kompleks var, bunlar sürekli savaş istiyorlar” yanıtını verdi.
ABD BASININDA NEOCONLARA ELEŞTİRİLER
ABD ile İran arasındaki gerilim yükselirken tüm bu gerilimin arkasında Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun olduğu konuşuluyor. Bu ikilinin ABD basınında Washington yönetiminin İran’ı savaşa zorlayacağını veya “düşüncesiz politikalardan” dolayı savaşın kazara patlak verebileceği yorumu yapılıyor. İran’ın ABD ile savaşmak için bahane aradığına kimse ihtimal vermiyor. Trump da baskı ile İran’ı “yola getirebileceğine” inanıyor.
Ancak Neocon ekibi, piyasaya sürekli İran’ın ABD’ye tehdit oluşturduğu yönünde “istihbaratlar” sürüyor. Gerçekçi bulunmayan bu istihbaratlarda ABD medyası, Washington’un 2003’teki Irak işgali sırasında algı operasyonlarıyla kamuoyunu yönlendiren eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney’e atıf yapıyor.
Geçen hafta New York Times gazetesi Pentagon’un İran’a karşı uygulanacak harekât planının ayrıntılarını Beyaz Saray’a sunduğunu ve bu plana göre Ortadoğu’ya 120 bin asker gönderileceğini iddia eden bir habere yer vermişti. Revizyonların arkasındaki ismin Bolton olduğu belirtilmişti. Trump haberi yalanladı. John Bolton İran konusunda şahin politika uygulanması gerektiğini savunan isimlerden ve göreve geldiğinden bu yana da Trump yönetimi içinde daha sert bir politika benimsenmesi için yönetime baskı yapıyor. Trump da geçen hafta gazetecilere yaptığı açıklamada “Bolton’ı bazen dengelemek zorunda kaldığını” söylemişti.
B TAKIMI’
Öte yandan ABD yönetimi içindeki çatlağı bilen İran da uzun süredir “B Takımı” nitelemesiyle şahin kanada atıf yapıyor. İran’ın B Takım diye kastettiği kişiler, John Bolton’un yanısıra İsrail Başbakanı Binyamin Netenyahu, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed Bin Selman ve Birleşik Arap Emirlikleri Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid el-Nehyan. İran, Trump’un İran’la savaş istemediğini, ancak bu B Takımı’nın ABD’yi savaşa zorladığını söylüyor.
ASKERİ-ENDÜSTRİYEL KOMPLEKS NEDİR?
‘Askeri-endüstriyel kompleks’, ABD’nin eski başkanlarından Dwight Eisenhower tarafından üretilmiş bir kavramdı. Eisenhower, 1961’de ABD savunma sanayisinin ABD’li siyasiler ve Amerikan ordusu ile karmaşık bir ittifak kurarak ordunun sürekli harcama yapmasının sağlandığını ifade etmek üzere bu kavramı türetmişti.
Uluslararası ilişkiler uzmanları, ABD’nin dünyadaki hegemonya savaşlarını incelerken sık sık bu kavrama başvururlar. Kastedilen, ABD’de devasa tekellerin savaş sanayiyle işbirliği içinde bir bütünlük oluşturması. ABD’nin en tepe yöneticisi olan Başkan Trump’un, ABD’nin emperyalist politikalarını tanımlarken atıf yapılan askeri endüstriyel savaş kompleksinden şikayet etmesi Washington’daki yönetim elitleri içindeki derin bölünmeyi işaret ediyor.
