Yenileniyor
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • K.Maraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Yeni iletişim teknolojilerinin yaşam tarzı üzerindeki etkileri – 3

kategorisinde, 19 Eyl 2014 - 18:50 tarihinde yayınlandı
Yeni iletişim teknolojilerinin yaşam tarzı üzerindeki etkileri – 3

Son yıllarda internet özel insanlara özgü bir araç olmaktan çıkarak dünyada tüm insanların iletişim kurabildiği bir ağa dönüştü. Bu ağda dünya kadar bilgi ve iletişim imkanları yer alırken, her insan hangi meslekten, milliyetten ve inançtan olursa olsun bu ağdan ve içindeki bilgilerde geniş çapta yararlanabiliyor. Gerçekte internetin göz kamaştıran gelişmesi asla inkar edilemeyecek bir gerçektir. Öte yandan yeni kitle iletişim araçlarında yaşanan bu hızlı değişim, bilgi veya mesajı gönderenin iletişim sisteminde iktidar ve nüfuzunu de etkilediği gözleniyor. Bugün düşünürler ve bilim adamları yeni teknolojilerin yardımı ile insani toplumların ihtiyacı olan marifet ve içeriği üretmekte katkısı olabiliyor ve bu da şu anlama gelir ki, internetin yaygınlaşması ile beraber, sosyal paylaşım sitelerinin kullanıcılarının insanların en kişisel işlerine müdahale etmelerine ve bu teknolojiye bağımlı hale gelmelerine şahit olmaktayız, öyle ki güncel yaşam tarzımızın en derin katmanları bile bu teknolojinin etkisi altında kalmaktadır. Yaşam tarzı kavramı net olarak ilk kez 20. Yüzyılın başlarında Alman psikolog Alfred Adlerl tarafından gündeme geldi ve ilerici bir düşünce olarak ün yaptı, ancak Adler’in yaşam tarzına bakış açısın sırf psikolojik açıdandı ve insan yaşamının sosyolojik açı başta olmak üzere diğer açı ve boyutlarını göz önünde bulundurmuyordu. Fakat günümüzde bu kavram psikoloji, davranış bilimi, ekonomi, işletme, pazarlama, sosyoloji, kültür ve iletişim bilimleri gibi alanlarla doğrudan veya dolaylı bir şekilde irtibat içindedir. Yaşam tarzının en belirgin endekslerinden biri, seçme hakkıdır ve bu seçim hakkı kendinden bir tanıma dönüşüyor ve bireyi başkalarından ayırt etmeye yarıyor. Yaşam tarzı ile ilgili tanımlar iki açıdan verilmiştir. Bazı tanımlar davranışla ilgiliyken, bazı tanımlar da değerleri ve bakış açılarını göz önünde bulunduruyor. Gerçi son yıllarda yaşam tarzının irdelenmesi bir takım engellerle beraber olmuş ve hala titiz bir irdeleme gerektirmektedir, ancak teknolojilerin insan yaşamına nüfuz etmesi, yaşam tarzının seçmeye tabi olduğu endeksinin sorgulanması yol açmıştır. Geçmişte mekan, bireylerin sosyal kimliğinin oluşmasında anahtar konumdaydı, çünkü insanlar küçük ve kapalı ortamlarda yaşıyor ve sosyal kimlikleri sabit bir ortamda çevrelerindeki insanlarla yüz yüze irtibatla şekilleniyordu. İnsanlar geçmişte dış dünya ile daha az irtibatları bulunuyor ve yerel gelenekler, kimliklerinin büyük bir bölümünü oluşturuyordu. Ancak modernite çağına ve özellikle yeni enformasyon ve iletişim teknolojilerinin ortaya çıktığı çağa gelindiğinde mekan kavramı kimlikleri şekillendirme üzerindeki etkisini yavaş yavaş yitirdi, çünkü artık medya ve iletişim teknolojileri insanları rahatça bulundukları mekandan koparıyor ve tüm dünya ile birleşmelerine ve bağlantı kurmalarına imkan sağlıyor. Sonuçta insanlar çok sayıda kimlik edinme kaynağı ile karşı karşıya bulunuyor ve bu yüzden kimlik edinme veya kimlik bulma meselesi artık yerel olmaktan çıkıyor ve evrensel boyut kazanıyor. Bundan başka iletişim teknolojilerinin insanların yaşamının tüm boyutlarına nüfuz etmesi ile beraber, kullanıcıların arasında bir çok ortak yön ortaya çıkıyor. Bu durumda yaşam tarzının çeşitliliği iddialarına karşın gerçekte tek bir yaşam tarzı daha üstün bir yaşam tarzı olarak toplumlara dayatıldığı gözleniyor. Buna karşın insanların yaşam tarzı ister istemez onları çevreleyen sayısız medya organlarının yayınladığı mesajları tesiri altındadır ve yeni çağa ayak basmak ve modern yaşam imkanlarından daha kolay bir yaşam için yararlanmak bizleri bu araç ve gereçleri kendi yararımıza ve başkalarının yararına kullanmaya yöneltiyor. Eğer sanayi çağında televizyon işçi sınıfının yaşamında özel bir işlevi olduğunu ve görecede onların yaşamının boş zamanlarını doldurduğunu düşünecek olursak, bugün bir ağ çerçevesinde oluşan toplumlarda sanal sosyal paylaşım siteleri, medya ve multi medya sistemlerinin kullanımı ve diğer teknolojilerden yararlanmalar, güncel faaliyetlerimizdeki zaruri işlevlerinin dışında aynı sanayi çağındaki televizyon kutusu gibi insanların boş zamanlarını dolduran aygıtlar sayılır. Öte yandan bugün herkesin üzerinde mutabık kaldığı konu da şu ki yeni iletişim teknolojileri pratikte çeşitli milletleri ve kültürleri iktisadi, siyasi ve coğrafi açıdan bir birinden ayırdığı sınırları da ortadan kaldırmıştır. İranlı uzman ve öğretim üyesi Muhammed Hasan Alipur, yeni teknolojilerin insan yaşamı üzerindeki en önemli tesirlerinden birini, yaşam tarzını zevkler ve ilgi alanları bakamından tamamen değiştirme şeklinde beyan ediyor. Dolaysıyla eğer bu teknolojiler yaşam tarzını değiştiriyorsa, bunun anlamı şu ki, yeni teknolojiler çevreyi değiştirerek halk kitleleri için kullanılan teknolojiye uygun olarak yeni bir ahlaki düzen oluşturuyor. Alipur şöyle diyor: Artık siz bir insan olarak yaşamıyorsunuz ve sadece bir teknolojinin bir parçası olarak yaşıyorsunuz, öyle ki yeni bir kimlik kazanıyor ve teknoloji alanında bir aktör olarak rol ifa ediyorsunuz. Gerçekte sosyal medyaya katılmak kullanıcılara pek fazla bir ekonomik yük dayatmıyor ve ayrıca fazla bilgi ve uzmanlık da gerektirmiyor, çünkü yeni kitle iletişim araçları çeşitli dillerce destekleniyor. Öte yandan bu tür sosyal medya araçlarının kalıbı ve faaliyet biçimi arasındaki benzerlikler yüzünden ve yine kullanılan sözcük ve terimleri kolaylığı sayesinde kullanıcı çok rahat bir şekilde çeşitli medya ortamlarında faaliyet yürütebiliyor. Sonuç ise sosyal medya sistemlerinde kullanıcı sayısı her geçen gün artmasıdır. Kullanım kolaylığının yanında sosyal medya ortamlarında kişiselleştirme ve ifade özgürlüğü gibi imkanlar da yer alıyor ve bu da insanlara istedikleri her şeyi yazma çizme eğilimini arttırıyor. Sosyal medya ortamlarında muhatapla medya arasındaki sınır oldukça renksizleşmiştir. Medya yöneticileri çok seyrek durumlarda kullanıcıların mesajlaşmasını engelliyor. Öte yandan çeşitli dernek veya gruplara üye olma imkanı ve ortak konuların üzerinde düşünen insanların aynı ortamda bir araya gelme fırsatı da insanları sosyal medya ortamlarına çeken etkenlerden sayılır. Sosyal medya ortamları son yıllarda dünya köyü vatandaşlarının yaşam tarzında köklü değişiklikler yapmıştır. Gerçi bu değişiklikler coğrafi konum, kültür ve sosyal şartlara göre toplumdan topluma değişir. Sosyal medya ortamlarının yaşam tarzı üzerindeki etkisini daha iyi anlamak için bazı verileri gözden geçirmekte de yarar vardır. Örneğin her gün dünyada 300 milyar mail atılıyor veya 2 milyon weblog yazısı yayınlanıyor. Eğer facebook sitesi bir ülke olsaydı bugün dünyada nüfus açısından üçüncü ülkesi sayılırdı. Her gün facebook ortamında iki milyar mesaj yazılıyor veya twitterde 340 milyon twitt yayınlanıyor. Kullanıcılar her gün facebookta 20 bin yıl zaman harcıyor. Tüm bu veriler bugün bir çok kullanıcının sosyal paylaşım sitelerinde gönüllü yazar, muhabir, gazeteci, fotoğrafçı veya yönetici olduğunu gösteriyor. Bu insanlar bu ortamda bulunmayı yaşamlarının bir parçası olarak benimsemiştir ve her gün cep telefonu, laptop ve tablet gibi araçlarla işyerinden, havaalanından, kafelerden, ve kısacası her yerden sanal dünyaya bağlanıyor ve böyle yaşamak istiyor. Bu insanlar zamanının büyük bir bölümünü başkalarının paylaştıkları yazıları, fotoğrafları ve diğer bilgileri okumakla geçiriyor ve yine yaşamlarını gerçek ve sanal dünya arasında paylaşmayı kabul ettikleri anlaşılıyor. Yaşam tarzı kavramı yeni ve modern dünyanın endekslerinden biri olan yeni bir olgudur ve sosyal ortamda yaşayan ve faaliyet yürüten insanların yeni medya ortamları ve kültürel ürünlerin etkisi altında kendi zevk ve değerlerine yeni şekiller kazandırdığını gösteriyor. Bu zevkler ve değerler yeni davranış biçimlerine ve sonuçta yaşam tarzının şekillenmesine yol açıyor. En iyi iletişim teknolojileri ve yaşam tarzı kavramları, ikisi de yeni kavramlardır ve onların özelliklerini, boyutlarını ve etki gücünü anlamak için üzerinde durmak ve daha fazla irdelemek gerekir. Bu kavramlar toplumdan topluma değişirken, varlıkları inkar edilemez gerçeklerdir.   Evet, bugün liberalizm öğretileri etkisi altında ortaya çıkan sosyal medya ortamları insanların karşısında yepyeni bir ufuk açtı, öyle bir ufuk ve dünya ki bazen bu dünyada bulunmak insanı gerçek dünyadan koparır ve bazen de işleri hızlandırdığı için insanlara daha gerçek olmaları için daha fazla zaman kazandırır. Öte yandan günümüz dünyasının yeni kitle iletişim araçlarının hızla gelişmesi sayesinde gün geçtikçe küçülmesi, ülkelerin ilişkilerindeki düzeni de büyük ölçüde bozmuş ve yerine yeni dengeler kurmuştur. Nitekim bugün büyük güçler ve devletler doğrudan zora başvurmak yerine yumuşak savaşa yöneliyor. Bundan başka bu dönemde medya organları da genellikle süper güçlerin kendi politikalarını dayatma aracına dönüşmüştür. Bu arada yumuşak savaş da milletlerin fikir ve düşüncelerini ve kültürlerini hedef alarak fikri ve kültürel temellerin çökertilmesinde temel rol ifa ediyor

Haber Editörü : Tüm Yazıları