Geçen bölümlerde başta internet olmak üzere yeni medya teknolojileri günümüz insanları için yeni bir dünya yarattığını anlattık. Şimdi bundan 20 yıl öncesinin aksine bilgisayarlar tamamen özel ve uzmanlık gerektiren bir araç ve özel bir kesime özgü bir teknoloji olmaktan çıktı ve artık çeşitli işlevleri ve kullanım alanları bulunan ve her evde, kurumda, firmada, sanayi sektöründe, hastanelerde ve diğer mekanlarda kullanılan umumi bir aygıt haline geldi. Gerçekte bilgisayarlarla biriken yığınla bilgi ve data ve bu aletlerin her yerde bulunması ve kolayca kullanılması insanlara daha hızlı ve daha düşük maliyetle karar almalarına imkan sağladı. Daha iyimser bir bakışta enformasyon dünyası olarak adlandırılan yeni dünyada fikri, araştırma, eğitim, eğlence ve kişisel özgürlükler hızla gelişiyor ve elektronik ticaret, elektronik sağlık hizmetleri, iletişim ve internet üzerinden kurulan bağlantılar geleneksel biçimlerinin yerine geçtiği anlaşılıyor. Gerçekte dijital teknoloji insanları öyle bir yaşam tarzına sürükledi ki bu yaşam tarzında herkes daha aktif ve daha yaratıcı rol ifa ederek bireysel ve toplumsal bağlamda yeni bir dünya inşa etme sürecine ortak olabiliyor. İnternette hissedilen hareket özgürlüğü kullanıcılar düşünmeye, denemeye, toplu faaliyetlere katılmaya ve başkaları ile irtibat kurmaya davet ediyor. İnternet öyle bir ortam yarattı ki herkese yeteneklerine uygun olarak yenilik yapmalarına imkan veriyor. Öte yandan zaman ve mekan kısıtlamasının ortadan kaldırılması, kimliklerin gizli kalması, hayal üretme imkanları ve ortamı çeşitlendirme şansı, insanlara yeteneklerini ortaya çıkarmak için uygun fırsat oluşturuyor. Bu arada bazı sosyologların bu sanal iletişim ağı ciddi kültürel ve sosyal hasarlara yol açabileceği uyarısında bulunduğunu da unutmamak gerekir. Her gün dünya genelinde yüz milyonlarca insan internete bağlanıyor. Bazı insanlar hayatının büyük bir bölümünü bilgisayarın önünde geçiriyor ve sanal dünyada geziniyor, ancak bu durum cismi ve ruhi açıdan bazı zararlara yol açıyor. Eğer bilgisayarın önündeyseniz ve klavye tuşlarına basıyorsanız, sizin sadece parmaklarınız ve gözleriniz çalışmıyor ve aynı zamanda vücudunuzda bir çok organ sizin bu faaliyetinize eşlik ediyor. Ama maalesef bu faaliyetler spor sayılmıyor. Saatlerce monitör bakmak gözlerde yanmalara ve acıya yol açar ve gözde hissedilen bu sürekli yorgunluklar uzun vadede gözlerin üzerinde yıkıcı tesiri olur. Öte yandan bilgisayarın başında uzun süre oturmak ve hareketsiz kalmak obozite hastalığını beraberinde getirir ki bu da başlı başına diğer bazı hastalıkları tetikler. Vücutta ve eklemlerde sürekli acılar, uzun süre bilgisayarın başında oturmanın getirdiği hastalıklardır. Bu hastalıklara boyunlarda ağrı sendromu, el bileklerinde, manşetlerde acı ve adalelerin sürekli gerginliği, el ve bilekte iltihaplanma gibi hastalıkları da eklemek gerekir. Bu tür hastalıklar genellikle elin belli bölümlerini örneğin klavye veya fareyi sürekli kullanma yüzünden meydana gelir ve yine genellikle dokuların hasar görmesi ve acılarla beraber olur. Bilgisayarın karşısında uygunsuz pozisyonda uzun süre oturmak da bu tür hastalıkları tetikleyen etkendir. Bilgisayarın önünde yanlış oturmak özellikle şişmanlık hastalığı, spor yapmamak ve hareketsizlik ve sigara içmekle beraber olursa, sırtta ağrılara yol açar. Bu tür ağrıların kaynağı genellikle adaleler, sinir sistemi, kemikler ve mafsallardır. Bilgisayarın karşısında yanlış pozisyonda uzun süre oturmak bu tür ağrıları şiddetlendirir. Yine bilgisayarın karşısında uzun süre oturmak damarlarda Thrombosisi hastalığı denilen kan pıhtılaşmasına yol açar. Damarda Thromosis hastalığından maksat, damarlarda kanın pıhtılaşmasıdır ve genellikle ayaklarda oluşur ve esas sebebi de hareketsizlik ve vücudun susuz kalmasıdır. İnternetin aşırı derecede kullanılması da üç çeşit baş ağrısına yol açar. Bunlardan biri gerilimli baş ağrılarıdır. Bu tür baş ağrıları stresten kaynaklanmaz ve genellikle boyun adalelerinde veya gözde gerilen kaslardan meydana gelir. Gerilimli baş ağrıları 30 dakikadan bir haftaya kadar sürebilir. İkinci çeşit baş ağrısı, günlük kronik baş ağrılarıdır. İnsanlar arada bir bu tür baş ağrılarına yakalanır, ancak eğer sayısı artacak olursa ve insanın başı ağrıdığı gün sayısı ağrımadığı gün sayısından fazla olmaya başlarsa büyük ihtimalle bu tür bir baş ağrısına yakalanmış demektir. Bu tür baş ağrılarının süreklilik mahiyeti onu en kötü baş ağrısı kategorisine yerleştirir. Stresten kaynaklanan baş ağrıları üçüncü çeşit baş ağrılarıdır. Bu tür baş ağrısının ortaya çıkması için fazla stres de gerekmez. İnternette uzun süre bilgileri beklemek, sayfaların yüklenme hızının yavaş olması, bilgisayarın bozulması ve benzeri durumlar bu tür baş ağrılarının kaynağıdır. Öte yandan bilgisayarı uzun süre kullanmak, vücutta kaşındı, kızarma, kabuklaşma veya çok ufak kabarmalara yol açabilir. Bu tür rahatsızlıklar doğal olarak bilgisayarla bir kaç saat sürekli çalışmanın ardından ortaya çıkar. Derilerinde alerjileri bulunan insanlar bilgisayarı sürekli kullanınca alerjileri şiddetlenir. Monitörde yüklenen aşırı voltaj dış yüzeyinde pozitif elektrik yükü meydana getirir. Bu pozitif alanla kullanıcının yüzü arasında toz toprak ve her türlü ufak zerrecik sürekli hareket halindedir ve ortaya çıkan pozitif akım derilerinde hassasiyetleri olan insanlarda derinin çatlaması gibi rahatsızlıklara yol açar. Araştırmalar derilerinde hassasiyeti olan insanların bilgisayarla çalışırken asabi ve fikri baskılara maruz kaldığını, bu baskılar ve stresler tiroksin ve prolaktin gibi hormonların seviyesinin değişmesine yol açtığını ve deride hasar meydana getirdiğini gösterir. Bu yüzden uzmanlar çalışma ortamının yeterince havalanmasını ve nem oranı uygun ve yeterli düzeyde tutulmasını tavsiye ediyor. Yine bazı araştırmacılara göre anormal veya sakat doğumların bilgisayardan ve monitörden yayılan ışınların sonucu olduğuna inanıyor. Bazı araştırmalarsa gebe olan anne bilgisayarın oluşturduğu magmatik alana maruz kaldığında düşük yapma ihtimalinin kat kat arttığını gösteriyor. Bu yüzden bilgisayar satın alırken monitörün yüksek düzeyde magmatik alan oluşturmadığına dikkat edilmesi tavsiye edilir. Hekimler gebe kadınların günde 8 saatten daha fazla zamanda bilgisayar, cep telefonu ve benzeri aygıtların yaydığı elektromanyetik dalgalara maruz kalmamalarını tavsiye ediyor. Gerçi bazı araştırmalar bilgisayarların yaydığı dalgaların erkekleri kısır yaptığını da gösteriyor. Bundan başka bazı araştırmalar da bilgisayarlar ısındığı zaman Dioksin gibi zehirli bir gaza benzeyen bir koku yaydığını, bu koku çok zararlı olduğunu gösteriyor. Yine lazer yazıcıların çalışırken yaydığı zehirli Ozon gazı burun, göz ve boğaz dokularında hasara yol açtığı belirtiliyor. Uzmanlar internete olan bağımlılığı modern bağımlılık şeklinde adlandırıyor. Gerçekte internete olan bağımlılık, uyuşturucu maddelere olan bağımlılık kadar tehlikeli sayılır. İnternet bağımlılığı o kadar ciddi boyutlara ulaşmıştır ki bazı ülkelerde inanları bu bağımlılıktan kurtarmak için özel merkezler kurulmuştur. Örneğin Newyork Times gazetesi, Güney Kore’de böyle merkezlerin açıldığını ve askeri uzmanlar bağımlılara askerlere yaptırılan egzersizler gibi ağır egzersizler yaptırdığını belirtiyor. Bu merkezlerde danışmanlar toplu tedavi yöntemi de uyguluyor. Bu sözlerden anlaşıldığı üzere internet teknolojisinin aynı zamanda modern toplumlarda ciddi sorunlara yol açmış bulunuyor.